Filistin Devlet Başkanı Abbas ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

07.02.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Filistin Devlet Başkanı Mahmoud Abbas ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır:

Değerli basın mensupları,
Filistin devlet başkanı, Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı ve Filistin Kurtuluş Örgütü İcra Komitesi Başkanı Değerli kardeşim Mahmoud Abbas'ı ülkemizde ağırlamaktan ve son olaylardan sonra, karşılıklı istişare yapmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.
Bugün gerek baş başa yaptığımız konuşmalarda olsun gerekse heyetler halinde yaptığımız konuşmalarda olsun, geniş bir şekilde Filistin ile ilgili bugün geldiğimiz durumu, son olayları, bundan sonra yapılması gerekenleri, büyük bir samimiyetle, içtenlikle görüştük. Ve bundan her ikimiz de büyük bir mutluluk duyduk.
Şüphesiz ki görüşmelerimizde esas odak, Gazze'de yaşanan olaylar oldu. Bundan çok kısa bir süre önce, bütün dünyanın gözü önünde çok büyük bir trajedi, dram, acı maalesef yaşandı. Çok büyük kayıplar oldu. Bunu bütün dünya maalesef seyretmekten başka bir şey de yapmadı. Hayatını kaybedenlere tekrar Allah'tan rahmet diliyoruz ve Sayın Başkan'a da başsağlığı diliyoruz.
Bildiğiniz gibi Sayın Başkan, Avrupa'da bir tur yaptı ve dönüşünde Türkiye'ye de uğradı. Bugün yaptığımız görüşmelerde, Filistin'de birliğin beraberliğin temin edilmesinin esas mesele olduğunu beraberce konuştuk. Filistin'de iki ayrı devletin olmasının asla mümkün olmadığını, konuştuk. Bütün Arap dünyasının birlik ve beraberlik içerisinde olması gerektiğini, İslam dünyasının birlik ve beraberlik içerisinde olması gerektiğini, yine hep beraber konuştuk.
Amerika'da yeni bir yönetim, iyi niyetlerle diyalog anlayışıyla göreve başlarken, bütün Arap dünyasının, Filistinlilerin hepsinin birlik ve beraberlik içerisinde çözüm için hazır olmaları gerektiğini konuştuk. Çünkü acılar tekrar yaşanabilir, nasıl daha önce yaşandıysa. Hiç kimsenin birbirini suçlamaya fırsat vermeden, birlik ve beraberlik içerisinde olunma günü olduğunu hep beraber teyit ettik.
Sayın Başkan, kendisine teşekkür ediyorum, Türkiye'nin tüm çabalarını, iyi niyetli olduğunu, güzellikler için uğraştığını, Filistinlilerin davasının güçlenmesi için uğraştığını hep bana söyledi.
Şu bir gerçek ki bugün kalıcı bir barışın sağlanması ve kalıcı bir barışın sağlanması için de Filistin bağımsız devletinin kendi topraklarının üzerinde muhakkak kurulması ve ancak o zaman İsrail ile yan yana güven içerisinde yaşayabilmeleri gerekmektedir.
Bugün için en acil olan mesele de tabiî ki Gazze'deki bütün ambargoların ve kuşatmaların kaldırılması ve oradaki Filistin halkına yardımların en süratli hızlı bir şekilde ulaşması ve yıkılan yakılan bütün Gazze'nin yeniden imarı.
Türkiye bu arzularla elinden gelen bütün çalışmaları yapmaya çalışacaktır. Türk halkı, Gazze'de olup bitenleri 7'den 70'e adeta ayaklanarak telin etmiştir. Ve onun temsilcisi olarak da tabi başta hükümet olmak üzere, bütün bizler de hep beraber bu olup bitenlerin bir an önce durulması için elimizden gelen tüm gayretleri gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz.
Bugün Sayın Devlet Başkanı Mahmoud Abbas ile bütün bunları çok geniş bir şekilde görüşmekten büyük bir memnuniyet duydum. Ve bundan sonra da yine çok yakın istişare içerisinde tüm bu çalışmalarımızı kararlı bir şekilde devam ettireceğiz.
Tabii Türkiye'nin insani yardımları da nasıl Gazze'deki olaylar devam ederken başladı ve devam ediyorsa, bundan sonra da süratli bir şekilde, yine yoğun bir şekilde, Filistinli kardeşlerimin yanında olacaktır.
Tekrar kendilerine hoş geldiniz diyorum ve kendilerine kolaylık diliyorum, başarılar diliyorum, Filistin davasının selamete çıkması, kanın durması ve Filistin Devleti'nin kurulup bütün dünya tarafından tanınması yönündeki gayretleri için.


Soru: Osman Sert, CNN Türk. Sayın Cumhurbaşkanı, buradaki en önemli problemlerden bir tanesi, Filistin'deki taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması. Sayın Devlet Başkanı bir birlik hükümetinden bahsetti. Türkiye için ilk adım, bir birlik hükümetinin kurulması mı? Aynı şekilde Filistin Kurtuluş örgütünün bir reforma tabi tutulmasına Ankara nasıl bakıyor? Ve Türkiye'nin İsrailli tutuklu er Gilad Şarid'in kurtarılması da dahil olmak üzere girişimleriyle ilgili son durum nedir, teşekkürler.
Cumhurbaşkanı Gül: Her şeyin başında birinci öncelik tabi ki Filistin uzlaşı hükümetinin kurulmasıdır. Filistin davası ancak böyle tekrar güçlü hale gelir. Türkiye olarak biz, Filistin'de Filistin'in iç işlerine karışmayız, onu kendileri bilirler. Filistin toplumu aslında, Arap dünyasındaki en fazla demokrasiye açık olan toplumdur. Kendi aralarında farklılıklar olabilir. Ama Filistin davası için tabi ki hepsinin güçlü bir şekilde beraber çalışması olur. Bu bizim birinci önceliğimizdir. Bunu Sayın Abbas da söyledi. Kendilerinin de birinci önceliğidir.
Bir millet içerisinde, bir devlet içerisinde farklı partiler olur, farklı gruplar olabilir. Herkes "ben daha iyi yapayım" diye yarışabilir, bu ayrı bir meseledir. Ama milli mesele söz konusu olunca ki milli mesele burada Filistin Devleti'nin kendi toprakları üzerinde kurulması meselesidir, o zaman herhalde herkesin birlik beraberliği birinci şarttır. Bu yönde katkımız olursa bundan çok memnun oluruz. Bizim Filistinliler ile görüşmelerimiz bu çerçevededir.
Soru:Efendim, Şarid?
Cumhurbaşkanı Gül: Sırası gelince öğrenirsiniz onların hepsini.
Filistin Devlet Başkanı Abbas: Ben Filistin Kurtuluş Örgütüyle ilgili bir ek ilave yapmak istiyorum. Filistin Kurtuluş Örgütü 1964 yılında kuruldu ve o günden bugüne çok sayıda sarsıntılar geçirdi. Fakat bütün sarsıntılara rağmen, Filistin'deki zeytin ağacı gibi dimdik ayakta durdu. Kesinlikle şunu kabul ediyoruz ki bugün bölgede, bölgemizde yaşanan yerel konjonktür altında, FKÖ reforma ihtiyaç duymaktadır. Şurada veya burada bazı defolar oluşmaya başlamış olabilir. Bunları kapatmamız gerekir. Fakat FKÖ'yü yıkmak ya da onun yerine başka bir yapıyı ikame etmek ise Filistin halkı adına, Filistin vatanı hakkında bir cinayettir. İşlenebilecek en kötü cinayettir. Bu Filistinlilerin manevi evidir. Yıkılması ya da yerine başka bir şeyin ikame edilmesi asla kabul edilemez.
Soru: İlk sorum, Sayın Abbas'a. Dün FKÖ bünyesinde temsil edilmeyen Filistin taraflar açıkça beyanat verdiler ve dediler ki "Biz ne zaman Filistin Kurtuluş Örgütü'ne katılacağız?" Bunun için bir mekanizma ve tarih istediler. Burada sizin görüşünüzü merak ediyoruz. Acaba bunlar nasıl bir mekanizmayla FKÖ'de temsil edilecekler ve ne zaman? Ve sizin için bu mudur öncelik acaba, yoksa birinci önceliğiniz Filistin uzlaşı hükümetinin kurulması mıdır? Bu iki süreç arasında bir çelişki görüyor musunuz? Sonra son olarak özetle şunu sormak istiyorum. Siz Filistin uzlaşı hükümetinden bahsederken dediniz ki kuşatma getirmeyecek bir hükümet. Buradan acaba şu anlaşılmaz mı? Sanki bu abluka Filistin halkının sorumluluğu. Onlar yapmışlar gibi. Halbuki bu İsrail'e, İsrail'in isteklerine boyun eğen batı ülkelerinin sorumluluğu değil mi?
Sayın Cumhurbaşkanı, siz de konuşmanızda barışa hazır duran bir yeni yönetimden bahsettiniz. Amerika'da yeni yönetimden bahsettiniz. Fakat biz de biliyoruz ki Michel bölgeyi ziyaret etti, Türkiye'yi ziyaret etmeden gitti. Buna rağmen, siz yani Amerika yönetiminden yeni yönetimden böyle bir rol hala bekliyor musunuz?
Filistin Devlet Başkanı Abbas: Abluka ile ilgili hemen şunu söyleyeyim. Abluka İsrail'in sorumluluğundadır. İsrail ablukayı uyguluyor. Ve ben kuşatma getirmeyecek bir hükümet derken burada şunu kastediyorum; İsrail'e ablukayı sürdürebilmesi için gerekçe temin edecek bir hükümet istemiyorum. Ve o yüzden biz bunu Hamas'tan istemiyoruz. Hamas'a demiyoruz ki uluslararası meşruiyete uygun bir şekilde hareket et, İsrail'i kabul et. Yeni gelecek hükümetten biz bunu bekliyoruz. FKÖ'nün yapılanmasıyla ilgili kesinlikle bu hükümeti kurma çalışmalarıyla çelişmez. FKÖ'nün içinde temsil edilmeyen gruplar, özetle ben bunları söyleyeyim, Hamas ve El Cihad hareketlerinin temsili için de hızla hareket etmek lazım. Tabii ben gelişmelerin labirentlerinde kaybolmak istemiyorum. Ve birçok kuruluş FKÖ içinde temsil edilmiyordu. Bunlar sonradan dahil oldu. Nasıl? Her kuruluş, FKÖ'ye katılmak istiyorsa, önce FKÖ'nün tüzüğünü kabul edecek, kanunlarını kabul edecek ve taahhütlerini kabul edecek. Bunları yerine getirdikten sonra herkese kapı açıktır. FKÖ'ye girdikten sonra her kuruluş köklü değişiklikler yapma şansına sahiptir. Bunların mekanizmaları tanımlanmıştır, bizim tüzüklerde. Çoğunluk nasıl oluşturulur? Bu çoğunluğu oluşturabiliyorlarsa, gelsinler tepeden tırnağa her şeyi değiştirsinler. Unuttuğum bir şey kaldı mı?
Cumhurbaşkanı Gül: Filistin-İsrail arasındaki kalıcı bir barışın nihai bir barışın sağlanmasına, Amerika Birleşik Devletleri'nin iradesi ve katkısı birinci derecede önemlidir. Yeni yönetimin de daha çok diyalog yanlısı ve böyle bir konuya sempatiyle baktığı adım atmak istediğini de biliyoruz. Bundan memnun olduğumuz gibi bu yönde çağrılarımız var, biliyorsunuz, ısrarlı bir şekilde. Amerika Birleşik Devletleri'nin temsilcisi Mitchell'in Türkiye'ye gelememesi tamamen teknik bir konudur. Buraya gelmek istediği gün hem Sayın Dışişleri Bakanıyla, hem Sayın Başbakanla, hem benimle görüşmek istedi ama üçümüzün aynı o gün Ankara'da olması mümkün olmadı. Diplomatlarımız epey uğraştılar programları denkleştirmek için. Mümkün olmayınca bir dahaki sefere kaldı.
Soru: Sorum Sayın Mahmoud Abbas'a. Siz az önce konuşmanızda FKÖ'ye girmek isteyen, orada temsil edilmek isteyenlerin bazı şartlara tâbi olduklarını ifade ettiniz; girdikten sonra da istedikleri reformu yapabileceklerini. Acaba siz bu söyleminizle Arapların işini zorlaştırmıyor musunuz? Meşal dün yaptığı beyanatta dedi ki; konuşmalarından açıkça FKÖ'yü tanıdığı ortaya çıktı. Siz kıdemli bir siyasi lider olarak bu işi zorlaştırıcı bulmuyor musunuz?
Filistin Devlet Başkanı Abbas: Direnişten bahsetmek istiyorsak, Arap dünyasında direnişi icat eden biziz. Akıntıya karşı kürek çekmeyi öğrenen ve öğreten ilk biz olduk ki o zamanlar akım da yoktu. Ve işgal olduğu sürece biz her zaman direnişin gerekli ve makbul olduğunu söyledik. Fakat "Makbul ve istenilen direniş nedir, bunun kararını kim verir?" Hiç kimse bir halkın tamamını ipotek altına koyarak "Hadi benim peşimden gelin" diyemez. Bunu kimse kabul edemez. Hiç kimse tek başına bunun kararını veremez. Biz, Filistin Ulusal Yönetiminde bir araya geliriz bütün taraflar ve karar veririz. Deriz ki; "Bu yıl gerekli olan direniş şekli budur." Ve hepimiz onun için çalışırız. Ama hiç kimse tek başına bunun kararını veremez. Şartlarla ilgili; bu şartları koyan ben değilim. Bu şartları koyan ben değilim. Bu şartlar Filistin Kurtuluş Örgütü'nün tüzüğünde vardır, bunları kimse değiştiremez. Halid Meşal'in dün bahsettiği, bahsettiğiniz ifadeleri beyanatın, yeni bir şey değil. Bunu daha önce de söylüyordu. Fakat bundan daha güzelini de, daha iyisini de aslında söyleyebilirdi. Diyebilirdi ki; "Ben kabul ediyorum Filistin Kurtuluş Örgütü'nü tanıyorum ve bunun reformu için, reforme edilmesi için çalışacağım, değişimi için çalışacağım."
Yazdır Paylaş Yukarı