Mısır Arap Cumhuriyeti'ne Hareketlerinden Önce Esenboğa Havalimanı'nda Yaptıkları Açıklama
18.01.2009
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Mısır Arap Cumhuriyeti'ne hareketlerinden önce Esenboğa Havalimanı'nda yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır:
"Değerli Basın Mensupları,
Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Hüsnü Mübarek'in davetine icabetle Gazze'deki durum ile ilgili olarak düzenlenecek bir Zirve Toplantısına katılmak üzere birazdan Mısır'a gidiyorum.
Toplantıya, bölge ve Avrupa ülkelerinden liderler katılmaktadır. Biliyorsunuz, geçen üç hafta içinde bu liderlerle Gazze'de ateşkesin sağlanması için yoğun bir işbirliği yapılmıştır.
İsrail'in dün tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkes, olumlu bir ilk adım teşkil etmektedir. Şimdi ateşkesin karşılıklı ve kalıcı kalmasını ve İsrail'in Gazze'den tamamen geri çekilmesini sağlamak gerekecektir. Gazze'deki insani trajedinin sona ermesi bir diğer öncelik olacaktır. Tabii, Gazze'nin yeniden inşa edilmesi de başka bir görevdir. Çünkü bu kadar yıkımdan sonra yeniden inşa edilmesi gerekmektedir, okulların, hastanelerin. Bunu takiben Filistin meselesine acil ve kalıcı bir çözüm için, uzun vadeli bir yaklaşımın bütün taraflarda hakim olmasını sağlamak için yoğun bir çaba yine sarfetmek gerekmektedir.
Bildiğiniz gibi diplomatlarımız hem Kahire'de, hem Şam'da, hatta Tel Aviv'de, geçen birkaç hafta içerisinde yoğun bir çaba içerisinde olmuşlardır. Ümit ediyoruz ki, biraz sonra bu Zirve'de hiç değilse, bazı beklenen neticeler ortaya çıkacaktır. Bugünkü Zirve'nin Ortadoğu'da barışa katkıda bulunmasını temenni ediyorum. Ve esas, uzun vadeli çözüm için uzun vadede Filistinlilerin kendi devletlerini kurup, İsraillilerle beraber yaşayabilecekleri bir ortamı temin etmek için bütün dünyanın yoğun çaba göstermesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü her iki senede bir, bu acılara ne bölge ne de dünya dayanabilir. Onun için önce kısa vadeli acil iş biran önce ateşkesin sağlanması karşılıklı, ondan sonra da uzun vadeli çalışmaların güçlü, kararlı bir şekilde başlatılması ve devam ettirilmesi gerekmektedir. Türkiye, bu süreçlerin içerisinde güçlü bir şekilde katkı sağlamaya devam edecektir.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, Türk askerinin bölgeye konuşlandırılması gündeme gelir mi?
CEVAP: Şu anda bunlar söz konusu değil. Bunlar konuşulmuyor şu anda. Bunlar ileride, nasıl düzenlemelerle olacak, o zaman konuşulacak şeyler. Genel askeri meseleleri söylüyorum. Ama Türk askerinin gidip gitmemesiyle ilgili her o konu da yok ortada.
SORU: İki gün önce Katar'da Gazze Toplantısı yapıldı. Bugün Sharm El Sheikh'te de ikinci bir toplantı yapılıyor. Türkiye hariç, Katar'daki toplantıya katılan ülkeler, Sharm El Sheikh'teki toplantıya katılmıyor. Sharm El Sheikh'e katılan ülkeler Katar'a gitmedi. Türkiye'nin bu yüzden Sharm El Sheikh'te özel bir konumu olabilir mi?
CEVAP: Türkiye'nin bu süreçte özel bir konumu var. Bunu takip eden, meseleleri yakından bilen herkes biliyor. Türkiye kanın durmasına ve barışın sağlanmasına katkı sağlamak için, yoğun çaba sarfeden bir ülkedir. Bunda resmen görecli olan ülkeler var, biliyorsunuz, Mısır'dır. Dolayısıyla Türkiye, yardımcı olmak için her türlü gücünü kullanmaktadır, kullanmaya da devam edecektir.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, Filistin'de ikibine yakın Türk vatandaşının yaşadığını biliyoruz. Bölgedeki Türk vatandaşlarının Türkiye'ye getirilmesi için bir girişim olabilir mi?
CEVAP: Biliyorsunuz, gelmek isteyenleri getirdik. Yeni gelmek isteyenler olursa şüphesiz ki, Dışişleri Bakanlığımız, onlarla ilgili en iyi düzenlemeleri yapar.
Teşekkür ederim.
"Değerli Basın Mensupları,
Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Hüsnü Mübarek'in davetine icabetle Gazze'deki durum ile ilgili olarak düzenlenecek bir Zirve Toplantısına katılmak üzere birazdan Mısır'a gidiyorum.
Toplantıya, bölge ve Avrupa ülkelerinden liderler katılmaktadır. Biliyorsunuz, geçen üç hafta içinde bu liderlerle Gazze'de ateşkesin sağlanması için yoğun bir işbirliği yapılmıştır.
İsrail'in dün tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkes, olumlu bir ilk adım teşkil etmektedir. Şimdi ateşkesin karşılıklı ve kalıcı kalmasını ve İsrail'in Gazze'den tamamen geri çekilmesini sağlamak gerekecektir. Gazze'deki insani trajedinin sona ermesi bir diğer öncelik olacaktır. Tabii, Gazze'nin yeniden inşa edilmesi de başka bir görevdir. Çünkü bu kadar yıkımdan sonra yeniden inşa edilmesi gerekmektedir, okulların, hastanelerin. Bunu takiben Filistin meselesine acil ve kalıcı bir çözüm için, uzun vadeli bir yaklaşımın bütün taraflarda hakim olmasını sağlamak için yoğun bir çaba yine sarfetmek gerekmektedir.
Bildiğiniz gibi diplomatlarımız hem Kahire'de, hem Şam'da, hatta Tel Aviv'de, geçen birkaç hafta içerisinde yoğun bir çaba içerisinde olmuşlardır. Ümit ediyoruz ki, biraz sonra bu Zirve'de hiç değilse, bazı beklenen neticeler ortaya çıkacaktır. Bugünkü Zirve'nin Ortadoğu'da barışa katkıda bulunmasını temenni ediyorum. Ve esas, uzun vadeli çözüm için uzun vadede Filistinlilerin kendi devletlerini kurup, İsraillilerle beraber yaşayabilecekleri bir ortamı temin etmek için bütün dünyanın yoğun çaba göstermesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü her iki senede bir, bu acılara ne bölge ne de dünya dayanabilir. Onun için önce kısa vadeli acil iş biran önce ateşkesin sağlanması karşılıklı, ondan sonra da uzun vadeli çalışmaların güçlü, kararlı bir şekilde başlatılması ve devam ettirilmesi gerekmektedir. Türkiye, bu süreçlerin içerisinde güçlü bir şekilde katkı sağlamaya devam edecektir.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, Türk askerinin bölgeye konuşlandırılması gündeme gelir mi?
CEVAP: Şu anda bunlar söz konusu değil. Bunlar konuşulmuyor şu anda. Bunlar ileride, nasıl düzenlemelerle olacak, o zaman konuşulacak şeyler. Genel askeri meseleleri söylüyorum. Ama Türk askerinin gidip gitmemesiyle ilgili her o konu da yok ortada.
SORU: İki gün önce Katar'da Gazze Toplantısı yapıldı. Bugün Sharm El Sheikh'te de ikinci bir toplantı yapılıyor. Türkiye hariç, Katar'daki toplantıya katılan ülkeler, Sharm El Sheikh'teki toplantıya katılmıyor. Sharm El Sheikh'e katılan ülkeler Katar'a gitmedi. Türkiye'nin bu yüzden Sharm El Sheikh'te özel bir konumu olabilir mi?
CEVAP: Türkiye'nin bu süreçte özel bir konumu var. Bunu takip eden, meseleleri yakından bilen herkes biliyor. Türkiye kanın durmasına ve barışın sağlanmasına katkı sağlamak için, yoğun çaba sarfeden bir ülkedir. Bunda resmen görecli olan ülkeler var, biliyorsunuz, Mısır'dır. Dolayısıyla Türkiye, yardımcı olmak için her türlü gücünü kullanmaktadır, kullanmaya da devam edecektir.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, Filistin'de ikibine yakın Türk vatandaşının yaşadığını biliyoruz. Bölgedeki Türk vatandaşlarının Türkiye'ye getirilmesi için bir girişim olabilir mi?
CEVAP: Biliyorsunuz, gelmek isteyenleri getirdik. Yeni gelmek isteyenler olursa şüphesiz ki, Dışişleri Bakanlığımız, onlarla ilgili en iyi düzenlemeleri yapar.
Teşekkür ederim.
