Cibuti Cumhurbaşkanı Sayın İsmail Ömer Guelleh ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

16.01.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Cibuti Cumhurbaşkanı Sayın İsmail Ömer Guelleh ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır

"Değerli Basın Mensupları,
Cibuti Cumhurbaşkanı, Değerli Kardeşim, Sayın İsmail Ömer Guelleh'ye bir kez daha hoşgeldiniz diyorum. Kendisini ve heyetindeki değerli arkadaşlarını Türkiye'de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Türkiye ile Cibuti arasında Osmanlı dönemine ulaşan tarihi ilişkiler vardır. Bugün de bu ilişkiler yine güçlü bir şekilde tekrar canlanmaktadır. Geçen yaz Ağustos ayında İstanbul'da yaptığımız Türkiye-Afrika Zirvesine de Sayın Cumhurbaşkanı katılmışlardır. Bugün bir kez daha Türkiye'de kendilerini misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu iki ülke arasında ilk resmi ziyarettir.
Bildiğiniz gibi Cibuti'nin Afrika'da stratejik bir konumu vardır. Afrika Boynuzu'nda, Somali krizini, Aden Körfezini, yine Somali'den kaynaklanan son korsanlık olaylarını düşündüğümüzde, yine Cibuti bölgede önemli bir ülke haline gelmiştir. Özellikle korsanlarla mücadelede yaptığı işbirliği büyük bir takdirle karşılanmaktadır. Bizim de oradaki firkateynimize sağladığı kolaylıklar bakımından da kendilerine teşekkür ettim.
Önemli bir deniz güzergahında bulunan Cibuti, özellikle korsanlık eylemleriyle mücadelede uluslararası güçlere önemli bir destek vermekte ve işbirliği yapmaktadır.
BM Güvenlik Konseyi üyeliğimize de verdikleri destek için kendilerine teşekkür ettim. Ayrıca Cibuti Limanı Afrika'nın derinliklerine açılan çok önemli bir kapıdır. Türk işadamları için önemli bir yerdir. Türk işadamlarının bölgeye gösterdiği ilgiyi biliyoruz. Kendilerinden desteklerinin devamını istedim.
Türkiye İşbirliği ve Kalkınma Ajansı bildiğiniz gibi Afrika'da önemli faaliyetler yapmaktadır. Bu çerçevede Cibuti'nin kalkınmasında da önemli projeler üstlenmekte, yürütmekte ve kendilerine katkı sağlamaktadır.
Savunma konuları da çok önemlidir. İstikrar bölge ülkeleri için çok önemli bir konu olduğundan, Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye'de bulundukları süre içerisinde bu alanda da görüşmelerde ve bazı ziyaretlerde bulunacaklardır.
Cibuti aynı zamanda Arap Ligi'nin de bir üyesidir. Bu çerçevede bölge olaylarını konuşurken Filistin'de yaşanan büyük acıyı da tabii ki ele aldık ve bunu da paylaştık.
Ben Sayın Cumhurbaşkanına bir kez daha hoşgeldiniz diyorum. Ve ilişkilerimizin bu ziyaretle daha da güçleneceğini ve hızlanacağını ifade etmek istiyorum.



Soru: Özellikle son dönemde Ergenekon soruşturması ile birlikte hergün yeni şeyler öğreniyoruz. Cumhurbaşkanı olarak siz Türkiye'de bir demokrasi savaşı verildiğini düşünüyor musunuz? Bu konuda sizin görüşünüzü gerçekten merak ediyorum. Teşekkür ederim.
Sayın Cumhurbaşkanımız: Türkiye bildiğiniz gibi hukuk ülkesi. Bütün bu olaylar da, sorgulamalar, yargılamalar da bağımsız yargının kontrolündedir. Bunların usulleriyle ilgili de herhangi bir hukuki boşluk söz konusu değildir. Sadece bu aşamada söyleyeceğim şudur; bütün bu süreç içerisinde bir taraftan yargıyı ve hukukun işlemesini baskı altına alacak hiçbir davranışta bulunmamak ve bağımsız yargının en güzel şekilde işlemesini temin etmek; diğer yandan da, gördüğümüz şu ki birçok insanın ismi gayet sorumsuz bir şekilde televizyonlarda, gazetelerde gündeme gelmekte, onlar zan altında adeta bırakılmakta, bundan da tabii kaçınmak gerekir. Bu konuda da hem resmi hem basın yayın kuruluşları herkes çok dikkatli olmalıdır. Çünkü bu işler bir kutuplaşmaya, bir polemiğe çevrilirse bunun büyük zararı olur Türkiye için.

Soru: Bugün BM Genel Sekreteri'ni ağırlayacaksınız, çok ciddi bir çaba var Türkiye'nin de ortaya koyduğu BM ateşkesin bir kaç gün daha sağlanamayacağını dile getirdi. Acaba Türkiye'nin bu konudaki kaygıları ne düzeyde, daha başka aktif bir diplomasi gündeme gelecek mi?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Değerli basın mensupları bu konuyla ilgili, Filistin'de bugün yaşananlarla ilgili Türkiye büyük bir çaba içerisindedir. Bu olumsuzluklar ortaya çıkmasın diye çok büyük bir çaba göstermiştir. Buna bütün dünya şahittir, adeta sanki bütün olayların olacağını görür gibi Türkiye hareket etmiştir, ama maalesef bunlar önlenememiştir. Türkiye'de yediden yetmişe bütün Türk halkı bu olup bitenlere tepkisini göstermektedir. Hükümet başta olmak üzere herkes bir an önce ateşkesin sağlanması için büyük bir gayret sarfetmektedir. Bugün olup bitenler televizyonlar vasıtasıyla bütün dünyaya aksettirilmektedir. Yaşan olaylardan gerçekten insanlık adına utanç duyuyorum. Bu kadar çok çocuğun öldüğü ortamda dünyanın sessizliğini, ateşkesin sağlanamamasını da çok büyük üzüntüyle karşılıyorum. Bütün tarafların bu ateşkesi bir an önce sağlaması gerekir ve herkesin de bu ateşkesin sağlanması için yardımcı olması gerekir. Bunlar bu şekilde devam ederse çok büyük istikrarsızlığa sebep olur. Gelecek nesillere taşınır bütün bu istikrarsızlıklar. O açıdan yapılması gereken bütün tarafların, herkesin bir şekilde ateşkesin teminini sağlaması ve herkesin de bu konuda yardımcı olmasıdır. Türkiye BM'de olsun, bölgede olsun üstüne düşenleri yapmak için büyük bir çaba göstermektedir, büyük bir gayret içerisindedir. İnsani yardımları şu anda Gazze'dedir, oraya ulaşmaktadır. Ama herşeyden önce bu acının, bu tarifi mümkün olmayan dramın, trajedinin bir an önce bitmesi gerekir. Bunu uzun vadeli olarak çok tehlikeli görüyorum, yapılan bütün olumlu teşebbüsler Annapolis'ten tutun da geriye gittiğinizde bütün çalışmaların hepsi birdenbire boşa çıkmıştır, hepsinin altına dinamit konmuştur. Onun için bir çağrım da yeni Amerikan Yönetiminedir. Gelir gelmez güçlü bir şekilde, uzun vadeli bir şekilde bu işe yaklaşması gerekir, ama şüphesiz ki önce ateşkesin hemen sağlanması lazımdır. Çünkü bu insanlık için büyük bir ayıptır. Göz göre göre ölen binin üzerinde insan, üçte birinin çocuk olduğunu bile bile bunun bu şekilde devam etmesine müsaade etmek çok tehlikelidir. İnanılmaz tehlikeli yaralar açar. O açıdan önce bunu süratli bir şekilde durdurmak, ondan sonra yapılacak iş, uzun vadeli, gerçek anlamda kalıcı, Filistinlilerin ve İsraillilerin yan yana yaşayabileceği, Filistin Devleti'nin yaşayabilir şekilde kurulabileceği ve bundan sonra bu tip problemlerin ortaya çıkmayacağı bir düzeni güçlü biçimde sağlamaktır. O açıdan yeni Amerikan yönetimine çok büyük görev düşmektedir.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanımız yeni Amerikan yönetimine çağrınız aslında manidar, çünkü bütün dünyada şu anda yapılan değerlendirme; 20 Ocak'taki başkanlık devir teslim törenine kadar İsrail'in mümkün olduğunca Gazze'de ilerlemek konusunda tereddütsüz olduğunu, bu gerilimin de, saldırıların da bu nedenle arttığı. Acaba şu anda devam eden Bush yönetimi nezdinde de bir girişiminiz olacak mı?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Bush yönetimi nezdinde girişimimiz oldu biliyorsunuz. Ben ABD Başkanıyla konuştum. Bugünkü Başkan son dakikaya kadar şüphesiz ki bütün otoritesini kullanır, ayrıca da geçiş dönemi içindeki bütün önemli meseleler yeni yönetime de nakledilir bildiğiniz gibi. Bununla ilgili bir tertip de almışlardır kendileri. O açıdan değişik seviyelerde gerekli girişimlerde bulunduk. En son ben aradım, bunun uzun vadeli bölge ve dünya istikrarsızlığına ne derecede olumsuz etki yaptığını, bunları anlattım.
Unutmayın ki, bugün dünyada karşılaştığımız krizlerin Afganistan'dan tutun Afrika'daki birçok olaya kadar, Irak'tan tutun bölgedeki birçok gelişmeye kadar, bunların altındaki öz, esas mesele Filistin'den kaynaklanmaktadır. Bunu herkesin görmesi gerekir. Ayrıca da bu acılar her iki senede bir tekrarlanamaz. 2006 yılında da Beyrut tamamen yakılmış ve yıkılmıştı. Bu şekilde giderse iki sene sonra, şimdi bir şekilde ateşkes sağlandıktan sonra, iki sene sonra tekrar mı karşılaşılacak? Bunu ne bölge taşıyabilir, ne dünya taşıyabilir. Bunu yeni Amerikan yönetiminin en iyi şekilde görüp kapsamlı, uzun vadeli ve gerçekten kalıcı bir çözüm için kararlı bir şekilde, ama adil bir şekilde davranması gerekir. Bu zaten kendilerinden beklentidir.

Soru: Cibuti Cumhurbaşkanı'nın ülkenize yaptığı ziyareti nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle Türk-Afrika İşbirliği Zirvesi neticesinde bu ülkelerle kalkınma anlamındaki işbirliğinin ne doğrultuda olduğunu ifade edebilirsiniz?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Bu ziyaretin tarihi bir ziyaret olduğunu söyledim. Ve değerli Cumhurbaşkanı, değerli kardeşimle çok samimi görüşmeler yaptığımızı ifade ettim. Bu görüşmeler bölge konularıyla ilgili olduğu gibi ikili ilişkilerimizin gelişmesi açısından da, siyasi, güvenlik meseleleri, ekonomik kalkınmayla ilgili konuları geniş bir şekilde konuştuk. Ve inanıyorum ki, iki ülke arasında yeni bir sayfa, yeni bir dönem başladı. Burada aldığımız kararları da takip edeceğiz, hem diplomatlarımız, hem Bakanlarımız gereğini hep yapacaklar ve bunların hepsi takip edilecek ve uygulanacak.
Teşekkür ederiz."
Yazdır Paylaş Yukarı