Kırşehir Valiliğini Ziyaretlerinin Ardından Basına Yaptıkları Açıklama
18.10.2008
Soru : Sayın Cumhurbaşkanım Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine beklenenin üzerinde bir rakamla -151 oyla- kabul edildi. Bunun nasıl değerlendiriyorsunuz, bu Türkiye'ye nasıl bir görev yükleyecektir?
Sayın Cumhurbaşkanımız : Dün yazılı açıklama da yaptım, Türkiye açısından gerçekten çok sevindirici büyük bir başarı bu. Önemli bir olay. Yarım asırdan sonra Türkiye böyle bir görevi üstleniyor. Bu bir nevi, dünyayı bir ülke olarak düşünürseniz, buranın bakanlar kurulu gibi, buranın icra kurulu gibi bir yer olmuş oluyor. Türkiye'nin yarım asır sonra böyle bir görevi üstleniyor olması çok önemli. Ben bunun kampanyasını yaparken, bazen "Yarım asırdır Türkiye bu görevi yapmıyor, bu sefer çok arzuluyuz." demeye bile çekinirdim, çünkü bilinmesini bile istemezdim bunun, kimse inanamazdı buna.
Bir kez daha tebrik ediyorum, başta tabii Sayın Başbakan olmak üzere, Dışişleri Bakanı ve Dışişleri Bakanlığının bütün personelini, başta Müsteşar, Büyükelçiler, Daimi Temsilciler olmak üzere. Uzun yıllar çok ciddi bir kampanya yapıldı.
Bu vesile ile şunu da söylemek isterim, bu kampanya sadece Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne seçilmesi işine yaramadı. Bunun ötesinde Türkiye, hiç temas kurmadığı ülkelerle temas kurdu. Hiç ilişkiye geçmediği ülkelerle ilişkiye geçti. Bunun ekonomide, ticarette, ihracatta, diğer yatırımlarda her yerde katkısı olacaktır.
Tabii ki böyle bir sorumluluğu almak, Türkiye için büyük bir onur. Dünyayı yöneten icra kurulunun içine girmiş oluyorsunuz. Türkiye'ye burada tabii ki büyük sorumluluklar da düşüyor. Bu büyük sorumluluklar nedir? Dünya barışına hizmet etmektir. Dünyanın önemli problemleri söz konusu olduğunda burada yapıcı olarak katkı sağlamaktır. Ayrıca, Türkiye'ye kendisini ilgilendiren konularda da şüphesiz ki tezlerini, meselelerini en iyi şekilde, en etkili yerde anlatma fırsatı verecektir. Dünyanın bir çok problemleri vardır, savaşlar vardır, terörle mücadele vardır, açlıkla mücadele vardır. Burası sadece siyasi işlerle ilgilenmez. Geri kalmışlık vardır, susuzluk vardır, iklim değişikliği vardır, narkotik vardır, insan kaçakçılığı vardır. Bütün bu konular aslında bu kurulun ilgilendiği meselelerdir. Şundan büyük bir mutluluk duyuyorum, son yıllarda Türkiye'nin dünya barışına, bölgedeki barışa yaptığı hizmetler herkes tarafından dikkatle takip edilmeye başlanmıştır. Ayrıca bunu hep tekrarlıyordum bundan da gurur duyuyoruz.. Türkiye olarak biz artık yardım yapan ülkeyiz. Donörler Kulubü denen o kulübün içine girmiş olan bir ülkeyiz.
Hiç bir karşılık beklemeden aç insanlara, dünyanın en zor şartlarında yaşayan insanlara da yardım yapan bir ülkeyiz. Bu bizim için gurur vericidir. Ancak büyük ülkeler bunu yapabilir. Bütün bunların takdir edildiğini, tanındığını gösteren bir neticedir bu oylama.
Burada şunu da söylemek isterim. Tabii başka ülkeler de seçildi. Türkiye Batı Avrupa kontenjanından seçildi. Bazı ülkeler var, belki bizden daha çok oy almıştır ama onların rakipleri yoktu. Bir ülke seçilecekti, zaten bir ülke aday olmuş dolayısıyla öyle seçilmiştir. Türkiye'nin karşısında rakipleri vardı, bu rakiplerin içerisinden mücadele ederek, en çok oyu alarak seçilmiş bir ülke. Bu da tabii ki bizim seçilmemizi daha anlamlı bir hale getiriyor. Ben bir kez daha başta hükümet olmak üzere herkese hem tebriklerimi hem teşekkürlerimi sunuyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımız : Dün yazılı açıklama da yaptım, Türkiye açısından gerçekten çok sevindirici büyük bir başarı bu. Önemli bir olay. Yarım asırdan sonra Türkiye böyle bir görevi üstleniyor. Bu bir nevi, dünyayı bir ülke olarak düşünürseniz, buranın bakanlar kurulu gibi, buranın icra kurulu gibi bir yer olmuş oluyor. Türkiye'nin yarım asır sonra böyle bir görevi üstleniyor olması çok önemli. Ben bunun kampanyasını yaparken, bazen "Yarım asırdır Türkiye bu görevi yapmıyor, bu sefer çok arzuluyuz." demeye bile çekinirdim, çünkü bilinmesini bile istemezdim bunun, kimse inanamazdı buna.
Bir kez daha tebrik ediyorum, başta tabii Sayın Başbakan olmak üzere, Dışişleri Bakanı ve Dışişleri Bakanlığının bütün personelini, başta Müsteşar, Büyükelçiler, Daimi Temsilciler olmak üzere. Uzun yıllar çok ciddi bir kampanya yapıldı.
Bu vesile ile şunu da söylemek isterim, bu kampanya sadece Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne seçilmesi işine yaramadı. Bunun ötesinde Türkiye, hiç temas kurmadığı ülkelerle temas kurdu. Hiç ilişkiye geçmediği ülkelerle ilişkiye geçti. Bunun ekonomide, ticarette, ihracatta, diğer yatırımlarda her yerde katkısı olacaktır.
Tabii ki böyle bir sorumluluğu almak, Türkiye için büyük bir onur. Dünyayı yöneten icra kurulunun içine girmiş oluyorsunuz. Türkiye'ye burada tabii ki büyük sorumluluklar da düşüyor. Bu büyük sorumluluklar nedir? Dünya barışına hizmet etmektir. Dünyanın önemli problemleri söz konusu olduğunda burada yapıcı olarak katkı sağlamaktır. Ayrıca, Türkiye'ye kendisini ilgilendiren konularda da şüphesiz ki tezlerini, meselelerini en iyi şekilde, en etkili yerde anlatma fırsatı verecektir. Dünyanın bir çok problemleri vardır, savaşlar vardır, terörle mücadele vardır, açlıkla mücadele vardır. Burası sadece siyasi işlerle ilgilenmez. Geri kalmışlık vardır, susuzluk vardır, iklim değişikliği vardır, narkotik vardır, insan kaçakçılığı vardır. Bütün bu konular aslında bu kurulun ilgilendiği meselelerdir. Şundan büyük bir mutluluk duyuyorum, son yıllarda Türkiye'nin dünya barışına, bölgedeki barışa yaptığı hizmetler herkes tarafından dikkatle takip edilmeye başlanmıştır. Ayrıca bunu hep tekrarlıyordum bundan da gurur duyuyoruz.. Türkiye olarak biz artık yardım yapan ülkeyiz. Donörler Kulubü denen o kulübün içine girmiş olan bir ülkeyiz.
Hiç bir karşılık beklemeden aç insanlara, dünyanın en zor şartlarında yaşayan insanlara da yardım yapan bir ülkeyiz. Bu bizim için gurur vericidir. Ancak büyük ülkeler bunu yapabilir. Bütün bunların takdir edildiğini, tanındığını gösteren bir neticedir bu oylama.
Burada şunu da söylemek isterim. Tabii başka ülkeler de seçildi. Türkiye Batı Avrupa kontenjanından seçildi. Bazı ülkeler var, belki bizden daha çok oy almıştır ama onların rakipleri yoktu. Bir ülke seçilecekti, zaten bir ülke aday olmuş dolayısıyla öyle seçilmiştir. Türkiye'nin karşısında rakipleri vardı, bu rakiplerin içerisinden mücadele ederek, en çok oyu alarak seçilmiş bir ülke. Bu da tabii ki bizim seçilmemizi daha anlamlı bir hale getiriyor. Ben bir kez daha başta hükümet olmak üzere herkese hem tebriklerimi hem teşekkürlerimi sunuyorum.
