Finlandiya ve Estonya'ya Hareketlerinden Önce Havaalanı'nda Basına Yaptığı Açıklama

07.10.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızını Finlandiya ve Estonya'ya hareketlerinden önce Esenboğa Havaalanı'nda basına yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır.

"Değerli Basın Mensupları,

Finlandiya Cumhurbaşkanının davetine icabetle, 7-9 Ekim 2008 tarihlerinde Finlandiya'yı, Estonya Cumhurbaşkanının davetine icabetle de 9-11 Ekim 2008 tarihlerinde Estonya'yı ziyaret edeceğim.

Finlandiya ve Estonya, yakın ilişkilere sahip olduğumuz, işbirliğine önem verdiğimiz Avrupa Birliği ülkelerdir.

Her iki ülkeyle de dostluk ve işbirliğine dayalı köklü tarihi ilişkilerimiz mevcuttur.

Finlandiya ve Estonya ile uluslararası istikrar ve refahın sağlanması konusunda ortak görüşlerimiz bulunmaktadır.

Ziyaretlerim sırasında Fin ve Eston yetkililerle yapacağım görüşmelerde, ikili siyasi ilişkilerimizin yanısıra, başta Türkiye-AB ilişkileri olmak üzere, ekonomi, ticaret, kültür, güvenlik, bilim-teknoloji ve diğer alanlardaki işbirliğimizi tüm yönleriyle ele alacağız. Ülkelerimizi ilgilendiren güncel bölgesel ve küresel konularda görüş alışverişinde bulunacağız.

Ziyaretlerim münasebetiyle, Türk işadamlarının katılımıyla bu ülkede düzenlenecek iş konseyi toplantılarına da hitap edeceğim.

Ziyaretlerimin, Finlandiya, Estonya ve dolayısıyla Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimize yeni boyutlar kazandıracağına inanıyor ve ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin her alanda derinleştirilmesine katkıda bulunacağını ümit ediyorum.

Teşekkür ederim."

Soru : Sayın Cumhurbaşkanı, en son Aktütün Karakolu saldırısı ardından terörle mücadele konusunda tartışmalar başladı. Hatta, bazı kesimler tarafından kolluk kuvvetlerinin yetki çerçevesinin genişletilmesi gündeme geldi. Siz Avrupa Birliği sürecindeki Türkiye açısında bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Değerli Basın Mensupları,
Terörle mücadeledeki kararlılığımız şüphesiz ki güçlü bir şekilde devam edecektir. Şüphesiz ki açık toplumda her şey tartışılır, tartışılacaktır ama şunu da hatırlatmak isterim ki, düşmanı sevindirmenin hiçbir alemi yoktur. O bakımdan bütün güvenlik güçlerimize olan güvenimiz tamdır. Şüphesiz ki terörle mücadele dinamik bir süreçtir. Bu dinamik süreç içerisinde yeni gözlemler olabilir, yeni tespitler olabilir; yeni konseptler de geliştirilebilir ve bunlar da kararlılıkla hiçbir şeyden çekinmeden uygulanır.
Silâhla karşınıza çıkana silâhla mücadele edeceksiniz. Ama Meclis konuşmamda da söylediğim gibi; demokrasiye olan inancımızı da hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Çünkü demokrasi, daima teröristleri izole eder; teröristleri bütün millet karşısında ve dünya karşısında izole eder ve onları en kötü durma düşürür. Bu da terörle mücadelenin önemli bir aşamasıdır. O açıdan, tecrübeler, gözlemler neyi gerektiriyorsa bunlar ilgili kurumlar tarafından değerlendirilir ve muhakkak ki gerekli tedbirler alınır.

Soru : Sayın Cumhurbaşkanı, New York'taki görüşmeniz sırasında Irak Devlet Başkanı Talabani size resmi davetini bir kez daha iletti. "En kısa sürede bekliyoruz sizi." dedi. Zor bir dönemden geçiliyor orada. En son Aktütün'e yapılan saldırıdan sonra telefon görüşmesi yaptınız kendisi ile. Acaba şu an için durum nedir, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde herhangi yeni bir dönem, yeni bir gerginlik söz konusu olabilir mi?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Kendisi aradı ve başkanlık divanı olarak -biliyorsunuz onlarda bir Cumhurbaşkanlığı Divanı var- hep beraber bu işi telin ettiklerini, kınadıklarını; bu saldırının hem Türklere, hem Kürtlere, hem de dinî değerlere aykırı olduğunu açıkça söyledi. Ayrıca, hükümetin de kınayacağını söyledi. Daha sonra hükümet de kınadı. Aramızdaki işbirliğini -güçbirliği var- güvenlik konusunda da Türkiye, Amerika, Irak bunun bir an önce toplanması gerektiğini söyledi. Tabii ki ben de kendilerine bu işin Irak'tan kaynaklandığını, (Irak'ın kontrol edilemeyen toprakları var biliyorsunuz, kendi güçleri bile yetmediği için kontrol edemiyorlar.) Irak hükümetinden beklentilerimizi açıkça söyledim. Bu çerçeve içerisinde, Irak ile işbirliği şüphesiz ki önemli, çünkü coğrafi şartları herkes biliyor. Terör örgütünün önemli insanlarının dağlarda saklandığını herkes biliyor. Onun için operasyonlar yapıyoruz, onun için uçaklarımız, istihbarat aldıklarında gidiyorlar en zor şartlar altında bile vuruyorlar. Kışın -20 derecede alınan istihbaratlar da değerlendiriliyor ve vuruluyor.
Şunu da bir kez daha tekrar etmek istiyorum birinci soruya verdiğim cevap çerçevesinde, terörle mücadelenin uzun soluklu olduğunu herkes biliyor. Ama terör örgütünün gerçekten üst üste büyük darbeler aldığı dönem içerisindeyiz. Bu süre içerisinde kendisinin ayakta olduğunu göstermek için yaptığı bir hamledir bu. Bunlar kesinlikle karşılıksız kalmayacaktır. Türkiye kararlıdır, bütün kurumları ile sonuna kadar millet olarak hep beraber bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Bir kez daha söylüyorum; bu mücadele dinamik bir süreçtir, tabii ki gözden geçirilecek yeni alınacak tedbirler, yeni tespitler söz konusu olabilir. Bunlar anında yerine getirilecek hususlardır.

Soru : Sayın Cumhurbaşkanı sizin de Pazar günü katıldığınız şehit cenazesinde de bir örneğini gördük, halkın bazı tepkileri var ve bu tepkiler farklı şekilde ifade edildi. O gün Eskişehir'de bunu yaşadık. Siz bu tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz acaba?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Tabii Eskişehir'de siz de vardınız, yaşadınız. Halkın tepkisi değil, oraya örgütlü olarak gelmiş insanların, caminin içerisinde şehide bile saygı duymayacak şekilde yaptıkları işti. Halkın ise onlara karşı tepkisi vardı. Şehidimize bile sahip çıkarken, şehidimizi kaldırırken bunlar ancak düşmanı sevindirecek manzaralardır. Tekrar söylüyorum Türkiye açık toplumdur, her türlü eleştiri yapılabilir, her türlü öneri yapılabilir, tenkitler şüphesiz ki yapılabilir ama siz de orada gördünüz, o örgütlü olarak bazı insanların yönlendirmesiyle cami avlusunda yapılan, şehide ve şehit ailesine karşı bir saygısızlıktı.

Soru : Son dönemde Irak'ın Kuzeyindeki Kürt yönetimiyle yeni bir diyalog dönemine girilmişti ve teröre karşı işbirliği için de bir süredir görüşmeler yapılıyordu. Bu son saldırıda Irak'ın Kuzeyinden ağır silâhlar desteği ile bu saldırının gerçekleşmiş olması dikkat çekti. Sizin Kuzey'deki Kürt yönetimine bir mesajınız olacak mı acaba?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Onu Dışişleri Bakanlığı yapıyor, hükümet yapıyor biliyorsunuz. Ben de konuşmamda bununla ilgili tespitlerimi ve söyleyeceklerimi söyledim muhatabıma. Burada şuna da herkesin dikkat etmesi gerekir; Irak ile ilişkilerimizin gelişmeye başladığı bir dönemde bütün bu işlerin yapılması bu ilişkilerin de önlenmesini, aramızdaki dostluk akrabalık bağlarının zehirlenmesini isteyen güçler bunlar. Onun için zaten terör örgütü gerçekten sadece Türkiye için değil, bütün bölge için, Türkler için de Kürtler için de bir beladır ve onlar için de bir tehdittir. Onun için bölgede herkesin dikkatini çekiyoruz, herkesin Türkiye ile beraber, terör örgütüne karşı samimi bir işbirliği içerisinde olması gerekir.


Soru : Sayın Cumhurbaşkanı biraz önceki soruma bağlı olarak orası eksik kaldı. Irak'a yapacak seyahate ilişkin bir takvimlendirme yapıldı mı?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Hayır, bir takvim söz konusu değildi biliyorsunuz. Ama tabii ki günü geldiğinde Irak'a bu ziyareti yapacağım. Bu ziyareteler önemli çünkü konuşulacak çok konu var. Bu konuları konuşmak lazım. Tekrar söylüyorum, Irak ile Türkiye'nin arasındaki ilişkilerin gelişmesini istemeyen ve zehirlemek isteyenler var. Bu kadar enerji hatları, doğalgaz petrol boruları bütün bunlar Türkiye üzerinden geçmesin istemeyenler var. Aramızda tarihten gelen dostluk bağlarının iyice zehirlenmesini isteyenler var.

Soru : Sayın Cumhurbaşkanı ziyaretiniz ardında siyasi parti liderleri ile bir araya geleceksinizi Türkiye'ye döndükten sonra Siyasi parti liderlerine özellikle terörle mücadele konusunda ne gibi mesajlar vereceksiniz? Son siyasi gerginliklere halan devam ediyor ama Aktütün Karakolu'na yapılan saldırının ardından ortam biraz daha sizce yumuşadı mı? Biraz daha birlik görüntüsü var mı?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Terörle mücadele terör örgütü ile mücadele hepimizin görevidir. Böyle bir konuda siyasi partiler arasında ayırımı söz konusu olmaz. Herkes farklı açıdan bakabilir, farklı öneriler getirebilir ama herkesin arzusu şüphesiz ki terörün bitmesi, terörle Türkiye'nin çok daha güçlü mücadelesine destek vermesi yönündedir. O bakımdan ben bütün siyasi partilerin bu şekilde davrandığını görüyorum ve bu şekilde yorumluyorum.

Soru : Sayın Cumhurbaşkanı 'herkesi işbirliğine davet ettik' dediniz. Acaba ABD gezisinde birebir temasınız oldu mu ya da olacak mı?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Hayır benim olmadı ama ilgili birimlerin oldu tabii ki. Bakanlığın oldu, hükümetin oldu bunları sizler de takip ettiniz. Zaten terörle mücadele konusunda bir mutabakatımız var onlarla. İstihbarat paylaşımı biliyorsunuz, anında istihbarat paylaşımı konusunda.


Soru : Bu konuda çeşitli eleştiriler yapıldı. Son saldırıda anlık istihbarat paylaşımının devreye girmediği yönünde endişelere dile getirildi veya eleştiriler oldu. Siz devam eden bu süreçte böyle bir eksiklik görüyor musunuz?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Şimdi bu konular tabii detay konular. Bununla ilgili Genelkurmay Başkanlığında sizler her türlü sorunuzu sordunuz, komutanlar da bunlara gayet açık ve şeffaf şekilde cevap verdiler. Benim söylemek istediğim şey şudur. Açık toplumda her şey konuşulur her şey olur. Ama unutmayın ki bütün bu mücadelenin bir psikolojik harp tarafı da vardır. O bakımdan düşmana fırsat verecek ve düşmanı sevindirecek bir tarz içerisinde de hiç kimsenin asla olmaması gerekir. Kurumların zaten varsa kendi içinde bütün bunları hep değerlendirirler, değerlendiriyorlar da. Ama askerimize, polisimize emniyet güçlerimize, bütün görevlilerimize olan güvenimizi de sarsmamamız gerekir.
Teşekkür ediyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı