Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nin Ardından Düzenlenen Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

19.08.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nin ardından düzenlenen basın toplantısında yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır :

"Değerli Basın Mensupları,
'Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'ne ilişkin çalışmalarımızı az önce tamamlamış bulunmaktayız.
Her şeyden önce, bu tarihi Zirve'ye evsahipliği yapmaktan fevkalade memnuniyet duyduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum.
Zirve'ye, Afrika'dan çok sayıda Devlet ve Hükümet Başkanı, Bakanlar, Büyükelçiler ve üst düzey yöneticiler katılmıştır. Bu zirveye katılan Afrika ülkesi sayısı 51, uluslararası kuruluş sayısı 11'dir. 900'e yakın da delege bu zirveye katılmıştır. Türkiye, böyle geniş katılımlı bir zirveye ev sahipliği yapmaktan büyük bir mutluluk duymaktadır.
Bu çerçevede, Türkiye-Afrika ortaklığına ilişkin İstanbul Deklarasyonu kabul edilmiştir.
Bu ortaklığa işlerlik kazandıracak İşbirliği Programı'nı da bu vesileyle onayladık.
Bildiğiniz gibi Türkiye, 1998 yılında Afrika'ya Açılım Programı'nı hazırlamıştır. 2005 yılında Türkiye'de Afrika Yılı ilan edilmiştir. Afrika'ya yönelik bu açılımımız ve donör ülke olarak Afrika ülkelerinin ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarına sağlamakta olduğumuz destek, Afrikalı dostlarımızdan da büyük takdir görmüştür.
Özellikle Türkiye Kalkınma ve İşbirliği Ajansı, kısa adıyla TİKA'nın faaliyetleri Afrika'da gerçekten çok takdir edilmiştir ve TİKA Afrika'daki ofislerini artırmıştır. Bildiğiniz gibi, Afrika Birliği'nin merkezi Adisababa'dır. Yine bildiğiniz gibi Afrika Birliği'nin Ocak 2008'de Adisababa'da yaptığı olağan Zirve toplantısında Türkiye, Afrika'nın "stratejik ortağı" olarak kabul edilmiştir.
Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi neticesinde, Türkiye-Afrika ilişkilerine egemen olacak uluslararası hukuk ilkelerine atıfta bulunduk.
Stratejik ortaklığımızın genel çerçevesini ve ilkelerini belirledik.
Nihayet bir çalışma programı oluşturduk.
Bu çalışma programı,
- Hükümetlerarası İşbirliği,
- Ticaret ve Yatırım,
- Tarım ve Tarım Ticareti,
- Kırsal Kalkınma,
- Su Kaynaklarının Yönetimi,
- Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler,
- Sağlık,
- Barış ve Güvenlik,
- Altyapı,
- Kültür ve Eğitim, Medya ve İletişim gibi alanları kapsamaktadır.
Benimsemiş olduğumuz bu İşbirliği Programı kapsamında bir de izleme mekanizması öngördük.
Buna göre, Türkiye-Afrika Devlet ve Hükümet Başkanları Zirve toplantılarının beş yılda bir düzenlenmesini kararlaştırdık.
Belirlemiş olduğumuz takvime göre, II. Türkiye-Afrika Zirvesi 2013 yılında bu kez bir Afrika ülkesinde gerçekleştirilecektir.
Bu arada Dışişleri Bakanlarımızın ve üst düzey yöneticilerimizin de dönemsel aralıklarla biraraya gelmeleri ve yürütülecek çalışmaları gözden geçirmeleri hususunda da mutabık kaldık.
Değerli Basın Mensupları,
İstanbul Zirvesi marjında birçok Afrikalı mevkidaşım, cumhurbaşkanları, cumhurbaşkanı yardımcıları, başbakanlar, bakanlarlarla da ikili görüşme yapma imkanı buldum. Genellikle bu tip toplantılarda, toplantı yapılır ve dağılınır. Bu toplantının önemli özelliklerinden birisi ikili görüşmelere de fırsat vermemiz oldu. Ben şimdiye kadar 42 ülkenin heyetleriyle ikili görüşme yaptım. Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkilerini gözden geçirdik ve yeni hedefleri ortaya koyduk. Sayın Başbakan da bazı ülke yetkilileriyle ikili görüşmelerde bulundu.
Bu bağlamda daha çok ikili ilişkiler ile güncel uluslararası ve bölgesel konular hakkında oldukça faydalı görüşmeler yaptık ve Türkiye'nin Afrika ülkelerine yapacağı katkıları gözden geçirdik. Ticari ve ekonomik konulara, özellikle de Türk işadamlarının bu ülkelere yapacağı yatırımlara önemli yer ayırdık.
Değerli Basın Mensupları,
Birkaç gün önce Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) İstanbul'da "Türkiye-Afrika Sivil Toplum Kuruluşları Forum"nu tertipledi.
Keza Zirve marjında, TOBB, DEİK ve özellikle TUSKON tarafından yine İstanbul'da "Türkiye-Afrika İş Forumu" düzenlenmektedir.
Gördüğünüz gibi, kısa bir zaman dilimi içerisinde Afrika'nın resmi ve sivil kurumlarını temsil eden çok geniş bir kitleyi ülkemizde kucaklama imkanını bulduk. İstanbul Zirvesi'nin Türk ve Afrika halklarına refah ve esenlik getirmesini yürekten temenni ediyor ve bu vesileyle Zirve'ye katkısı olan herkese çok teşekkür ediyorum. Özellikle dönem başkanına, Sayın Etiyopya Başbakanı'na, Afrika Birliği'nin değerli Komisyon Başkanı'na verdikleri destek için teşekkür ediyorum. Katılan tüm üye ülkelere ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Sorularınız varsa cevaplayayım.

Soru : Efendim Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi Geçici Adaylığı için Afrika ülkelerinden destek bulabildiniz mi? Bir de sabah saatlerinde Sudan Devlet Başkanı ile biraraya geldiniz, soykırımın gündeme geldiğini duyduk, siz neler konuşulduğu hakkında bilgi verir misiniz? Bir de Afrika Birliği'nin Başkanına sormak istiyorum, BM Güvenlik Konseyi Geçici Adaylığıyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz
Sayın Cumhurbaşkanımız: Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi adaylığı ile ilgili Afrika ülkelerinin çok güçlü desteği vardır, görüştüğümüz ülkeler bu desteklerini tekrarlamışlardır. Zaten çoğu bu desteklerini yazılı olarak vermişlerdir, bu vesileyle kendilerine teşekkür etme imkanını bulduk.
Değerli arkadaşlar Sudan'la Türkiye'nin ilişkileri çok tarihidir, eskidir. Sudan çok önemli bir Afrika ülkesidir. Sudan halkı da Türkiye'nin dostu bir halktır. Tarihten gelen çok önemli ilişkilerimiz vardır. Hâlâ Sudan'da Türkiye'ye duyulan sempati, özellikle tarihimizden gelen duygular çok canlıdır. Ayrıca çok büyük ekonomik ilişkilerimiz söz konusudur. Sudan, Afrika'nın çok zengin tabii kaynakları bulunan ülkelerinden birisidir. Türkiye ile Sudan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi herkesin çıkarınadır ve menfaatinedir. Ayrıca bu toplantıda Sudan temsil edilmiştir, Sudan Afrika Birliği'nin çok önemli üyelerinden birisidir. Bütün Afrika Birliği üye ülkeleri buraya davet edilmiştir, dolayısıyla Sudan burada temsil edilmektedir. Sayın El-Beşir de Sudan'ın Cumhurbaşkanı'dır. Ayrıca şunu unutmamanızı isterim, bundan bir süre önce Lizbon'da yapılan Afrika Birliği Zirvesi'ne de aynı şekilde herkes katılmıştır.
Tabii ki biz ikili görüşmemiz sırasında Darfur konusunu da konuştuk. Ben acıların muhakkak dinmesi gerektiğini, insan haklarına çok riayet edilmesi gerektiğini, kan ve gözyaşının durması gerektiğini, dini, ırkı, etnik yapısı ne olursa olsun insanların acı çekmemesi gerektiğini ve bu konuyla ilgili Sudan Hükümetinin çok büyük bir gayret göstermesi gerektiğini şüphesiz ki Sayın Cumhurbaşkanıyla paylaştım.
…/…
Değerli Basın Mensupları,
Toplantıyı bitirmeden önce bir hususta da görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Bugün dünyanın bazı bölgelerinde, ülkelerinde terör olayları olmuştur. Cezayir'de, Afganistan'da, Pakistan'da, -her ne kadar hiç kimse hayatını kaybetmediyse de- Türkiye'de terör olayları meydana gelmiştir. Diğer ülkelerde çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir. Bunlardan dolayı duyduğumuz üzüntüyü ifade etmek istiyorum. Ayrıca terörü şiddetle kınıyoruz, terörle mücadelenin de uluslararası bir iş ve dayanışma olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum. Masum insanların hayatına son verenlerin bu şekilde hiçbir yere varamayacaklarını bir kez daha bilmeleri gerektiğini bir kez daha tüm dünyayla paylaşmak istiyorum. Tekrar bu toplantıya katılanlara teşekkür etmek istiyorum. Türkiye'den ve yurtdışından gelerek toplantıyı izleyen basın mensuplarına da başarılar diliyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı