Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi

17.08.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın evsahipliğinde 18-21 Ağustos 2008 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenecektir. Zirve'ye Afrika ülkelerinden çok sayıda Devlet ve Hükümet Başkanı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan Yardımcıları, Bakanlar, üst düzey yetkililer, bölgesel ve uluslararası örgütlerin temsilcileri katılacaklardır.

18 Ağustos Pazartesi günü düzenlenecek Yüksek Düzeyli Memurlar ve Dışişleri Bakanları Toplantılarının ardından, Zirve'nin ilk oturumu 19 Ağustos Salı günü gerçekleştirilecek; aynı gün sırasıyla Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Konuk Heyet Başkanları ve üyeleri onuruna resmi yemekler verilecektir.

Öte yandan, Zirve öncesinde TASAM (Türkiye Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından Türkiye ve Afrika ülkelerinden sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla "Türkiye-Afrika STK Forumu" düzenlenmiş olup, Zirve sırasında da TOBB/DEİK ve TUSKON'un işbirliğinde Afrikalı iş çevrelerinin iştirakiyle Türkiye-Afrika İş Forumu gerçekleştirilecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız İş Forumu faaliyetleri çerçevesinde 20 Ağustos Çarşamba günü Türk ve Afrikalı iş çevreleriyle bir çalışma kahvaltısında biraraya geleceklerdir.

Afrika ülkeleriyle her alanda daha ileri düzeyde ortaklık ve işbirliği tesis ettiğimiz bir dönemde gerçekleştirilen ve tarihi öneme sahip Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nin, Afrika'ya açılım politikamızın önemli bir basamağını ve Kıta'yla ilişkilerimizde yeni bir başlangıç noktası oluşturacağına inanılmaktadır.

BİLGİ NOTU:

1. Türkiye-Afrika ilişkileri zengin ve kapsamlı bir tarihsel arka plana dayanmaktadır

Türkiye, tarihi, manevi, dini ve kültürel bağlara sahip olduğu Afrika'yı dış politikamızın öncelikleri çerçevesinde daima yakından takip etmiş, Kıta'yla ilişkilerinin geliştirilmesi için çaba harcamıştır.

Doksanlı yılların sonundan itibaren, ülkemizin Afrika'ya yönelik açılım politikasında ciddi bir dönüşüm yaşanmış, Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizin bir "çerçeve program" dahilinde yürütülmesi için somut çalışmalar yapılmıştır.

Türkiye'nin Afrika'yla olan bağlarının tarihsel arka planı incelendiğinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun Afrika'nın çeşitli bölgeleriyle yoğun ilişkilere sahip olduğu, Afrika Kıtası'nın dönemin büyük güçleri tarafından sömürgeleştirilmesinin karşısında durduğu ve Türkiye'nin Afrikalılar tarafından her zaman yakın ve dost bir ülke olarak kabul edildiği dikkat çekmektedir.

Aynı şekilde, ülkemizin Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde verdiği bağımsızlık mücadelesi, Afrika'nın ve Afrika uluslarının üzerinde izlenebilecek bir model olarak güçlü bir etkide bulunmuştur.

Cumhuriyet döneminin başından itibaren de Türkiye Afrika ülkelerinin yanında yer almaya devam etmiş, bu çerçevede "Birleşmiş Milletler Namibya Konseyi"nin Başkan Yardımcılığını ve Başkan Vekilliğini yürütmüş, Apartheid rejimi boyunca Güney Afrika Cumhuriyeti'yle resmi temas kurmamış, Dışişleri Bakanlığımız ve üst düzey yetkililerimiz her vesileyle Apartheid karşıtı tutumumuzu Türk ve uluslararası kamuoyu ile paylaşmışlardır.

Türkiye, Afrika'daki Müslüman toplumlarla sahip olduğu yakın ilişkilere koşut olarak, laik devlet yapısından ötürü Afrikalı Hıristiyanlar tarafından da ilgi ve sempatiyle izlenen bir ülke olmuştur.

Türkiye'nin, güçlenen demokrasisi ve ekonomisi, artan ticari imkanları ile jeostratejik konumu çerçevesinde, yalnızca bölge komşuları ve ülkeleriyle değil, çok daha geniş ve kapsamlı bir coğrafyayla yakın ortaklık ve işbirliği ilişkileri geliştirmesi doğaldır.

Türkiye'nin Afrika'ya yönelik açım politikası dönemsel siyasi ve ekonomik beklentilerimizin bir yansıması değildir. Tarihi temelleri bulunan kapsamlı bir sürecin ürünüdür.

Sayın Cumhurbaşkanımızın, 22 Eylül 2006 tarihinde Birleşmiş Milletler 61. Genel Kurulu'nda Dışişleri Bakanı sıfatıyla yaptıkları konuşmalarında da vurguladıkları üzere, Türkiye, Afrika'nın kaderini kendisinin ve uluslararası toplumun ortak yazgısı olarak görmektedir. Kimsenin orta ve uzun vadede, Afrika Kıtasının karşı karşıya kaldığı, yoksulluk, salgın hastalıklar, doğal kaynakların daha etkin kullanımı, çatışma ve ihtilafların önlenmesi, barış ve demokrasi çabalarına destek verilmesi, sürdürülebilir ekonomik, insani ve toplumsal kalkınmanın sağlanması gibi sorunlara kayıtsız kalması mümkün değildir.

2. Afrika'ya açılım politikamız çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın bölge ülkeleriyle temasları son dönemde yoğunluk ve hız kazanmıştır

2008 yılında, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer Hasan Ahmet El Beşir 21-23 Ocak; Senegal Cumhurbaşkanı Abdoulaye Wade 18-20 Şubat tarihlerinde Sayın Cumhurbaşkanımızın konuğu olarak ülkemize resmi ziyarette bulunmuşlardır.

Sayın Cumhurbaşkanımız, 13-14 Mart tarihlerinde Senegal'in evsahipliğinde Dakar'da düzenlenen İslam Konferansı Örgütü 11. Olağan Zirvesi'ne katılmışlar, burada çok sayıda Afrika ülkesinin Devlet ve Hükümet Başkanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirmişlerdir.

TUSKON tarafından 2008 Mayıs ayında İstanbul'da düzenlenen "Türkiye-Afrika Dış Ticaret Köprüsü" adlı etkinliğe iştirak eden Sayın Cumhurbaşkanımız, son olarak 16 Temmuz 2008 tarihinde Afrika Komisyonu Başkanı Jean Ping'i Ankara'da kabul etmişlerdir.

3. İstanbul'da düzenlenen Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesiyle Türkiye Afrika Kıtası'nın "stratejik ortakları" grubuna dahil olmuş bulunmaktadır

2008 Ocak ayı sonunda Addis Ababa'da düzenlenen Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde "Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi"ne ilişkin bir karar da alınmıştır. Böylece Türkiye, Afrika Kıtası'nın "stratejik ortakları" grubuna dahil olmuş bulunmaktadır.

Son dönemde Sahranın Güneyindeki Afrika ülkelerinde altı yeni ticaret müşavirliğimiz açılmış, 2000 yılından bu yana Fahri Konsolosluklarımızın sayısı ikiye katlanmış, bazı Afrika ülkeleriyle doğrudan karşılıklı uçuşlara başlanmıştır.

Türkiye, önümüzdeki yakın dönemde Afrika ülkelerinde on beş yeni Büyükelçilik daha açılmasını hedeflemektedir. Böylece, Kuzey Afrika ülkelerinde beş, Sahranın Güneyindeki Afrika ülkelerinde halen yedi mukim Büyükelçiliği bulunan ülkemizin, Afrika Kıtasındaki diplomatik temsilinin, görünürlüğünün ve etkinliğinin daha da ileriye taşınması mümkün olacaktır.

Türkiye, Afrika ülkeleriyle olan ilişkilerinin ve işbirliğinin uluslararası boyutuna da büyük önem ve öncelik vermektedir. Türkiye, uluslararası kuruluşlar bünyesinde Afrika ülkelerine yardımcı olmaya çalışmaktadır. Afrika ülkelerinin de ülkemizin bu iyiniyetli çabalarını samimi şekilde takdir ettikleri ve destekledikleri görülmektedir.

4. Türkiye Afrika ülkeleriyle olan ekonomik ve ticari ilişkileri ile işbirliğini ciddi düzeyde artırmayı hedeflemektedir

Dinamik ekonomisi, geniş iç pazarı, rekabet gücü yüksek sanayii ve yetişmiş insan gücü, Türkiye'yi yabancı yatırımcılar için çekici bir ülke haline getirdiği gibi, dış yatırım imkanlarımızın da artmasına zemin hazırlamıştır.

Türkiye, Afrika Kıtasında henüz yeterince değerlendirilmemiş çok geniş işbirliği olanakları bulunduğuna inanmaktadır.

Hemen hemen tüm Afrika ülkelerinin ihtiyaç duyduğu bilgi ve deneyim birikimi ile teknoloji Türkiye'de mevcuttur. Türkiye, bu birikim ve tecrübesini karşılıklı yarar temelinde Afrika'daki dostlarıyla paylaşmak istemektedir.

Bu bakımdan, Afrika Kıtası Türk firmaları için ciddi bir ihracat pazarı konumundadır. Aynı şekilde, Afrika ülkeleri Türkiye'nin hammadde ithalatında önemli bir rol oynayabilecektir.

Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında 2003 yılında 5,4 milyar ABD Doları düzeyinde kaydedilen ticaret hacmi, 2007 sonu itibariyle 13 milyar Dolara yaklaşmıştır.

2008 yılının ilk altı ayında, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine oranla %70 artış göstermiştir.

Türkiye'nin amacı, 2010 yılına kadar Afrika ülkeleriyle olan ticaret hacmini 30 milyar Dolar seviyesine yükseltmektedir.

5. TİKA'nın Afrika ülkelerindeki artan proje ve faaliyetleri vasıtasıyla Türkiye Kıta'nın kalkınma ortakları arasına girmiştir

2005 yılının "Afrika Yılı" olarak ilan edilmesinin ardından, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik hedefleri çerçevesinde Kıta'ya yönelik kalkınma yardımlarının önemli ölçüde arttırılması için çalışmalar başlatılmıştır.

Bu çerçevede, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) Afrika Kıtasındaki ilk bölgesel ofisini 2005 yılında Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da açmıştır. TİKA, 2006 yılında Sudan'da (Hartum) ve son olarak Senegal'de (Dakar) birer temsilcilik açarak bölgesel incelemelerde bulunma ve projeler oluşturma sürecini hızlandırmıştır.

TİKA ofislerinin bulunmadığı ülkelere ise, teknik heyetlerle gönderilerek, ihtiyaç duyulan projelerin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır.

TİKA, Afrika'da özellikle sosyal altyapıların geliştirilmesi, kültürel işbirliği ve iletişimin güçlendirilmesi, üretim sektörlerinin ve ekonomik altyapıların iyileştirilmesi alanlarında proje ve çalışmalar yürütmekte, Kıta'ya acil ve insani yardımlarla destek olmaktadır.

Artan deneyim ve birikimleriyle TİKA, Afrika ülkelerinde ihtiyaç duyulan alanlarda proje üretilmesinde ve bunlara kaynak yaratılmasında önemli rol oynayan bir kuruluştur.
Yazdır Paylaş Yukarı