Hırvatistan'a Hareketlerinden Önce Havaalanı'nda Basına Yaptıkları Açıklama

10.06.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Hırvatistan'a hareketlerinden önce havaalanında basına yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır:

"Saygıdeğer Basın Mensupları,
Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stjepan Mesiç'in davetlisi olarak, dost Hırvatistan'la ülkemiz arasında süregelen düzenli temaslar geleneğine uygun şekilde Hırvatistan'a bir ziyaret gerçekleştirmek üzere Türkiye'den ayrılıyorum.
Bu ziyaretimde bana Türkiye-Hırvatistan Karma Ekonomik Komisyon Eş Başkanı, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın ve değişik kurumlarımızın üst düzey temsilcilerinden oluşan bir heyetimiz refakat etmektedir.
Hırvatistan, Balkanlar'da barış, istikrar ve refahın yaygınlaştırılmasında işbirliğine önem verdiğimiz bir ülkedir.
Aralarındaki siyasi ilişkiler mükemmel düzeyde seyreden ülkelerimiz, Avrupa'yla bütünleşme, bölgesel uyum ve işbirliğinin güçlendirilmesi yönünde ortak hedefleri paylaşmaktadır.
Ziyaretim vesilesiyle, Cumhurbaşkanı Sayın Mesiç ile yapacağımız görüşmelerde, ikili siyasi ilişkilerimizin yanısıra ekonomik, ticari, savunma, güvenlik, kültürel ve eğitim alanındaki ikili işbirliğimizi de tüm yönleriyle ele alma imkanını bulacağız.
Bu vesileyle, zaten yoğun olan ilişkilerimizin ve işbirliğimizin daha da geliştirilmesi ve derinleştirilmesi için tüm olanakları araştıracağız.
Özellikle, ekonomik ve ticari işbirliğimizde son dönemde mevcut gelişmeleri ele alacağız ve bu konuda karşılıklı olarak değerlendirilebilecek fırsatlar üzerinde duracağız.
Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz konusunda önümüzde duran işbirliği imkanlarının araştırılması açısından önemli bir platform olan İş Konseyi'nin 11 Haziran günü gerçekleştirilecek toplantısına katılmak üzere çok sayıda işadamımız da bu ziyaretimde bana eşlik edecekler.
Görüşmelerimiz ayrıca, ülkelerimizi ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konularda da kapsamlı görüş alışverişinde bulunmamıza vesile teşkil edecek.
Bu ziyaretim sırasında ayrıca Dubrovnik'e geçerek, tarihte yoğun ilişkilerimiz bulunan ve halen Türk turizm yatırımcılarının da faaliyet gösterdikleri bu şehri görme ve inceleme fırsatı da bulacağım.
İki ülke arasında Devlet Arşivleri arasında işbirliğinin geliştirilmesine ilişkin bir Protokol ile Yatırım Teşvik Kurumları arasındaki işbirliğini düzenleyen bir Mutabakat Muhtırasının da imzalanacağı bu ziyaretimin, samimi ve dostça ilişkilerimizin her alanda daha da geliştirilerek pekiştirilmesini sağlayacağına ve Türkiye ile Hırvatistan arasındaki işbirliğine yeni bir ivme kazandıracağına inanıyorum.
Teşekkür ederim."
SORU : Efendim, Anayasa Mahkemesi'nin türban ya da başörtüsü düzenlemesini iptal etmesinin ardından herkesin ya da her kurumun kendini haklı gördüğü bir ortam oluştu, hatta ayrışma da denebilir. Siz bu ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz? Devletin birlik ve bütünlüğünü temsil makamı olarak bu aşamada bir girişiminiz ya da taraflara bir mesajınız olacak mı?
CEVAP : Ben daha önce de gerek yazılı gerekse şifahi açıklamalarda bulundum. Bir kez daha şunu söylemek isterim ki, dünyanın içinde bulunduğu durum, özellikle küresel ekonomik problemler, Türkiye'yi ilgilendiren siyasi olaylar, Türkiye'nin terörle mücadelesi, bütün bunlar dikkate alındığında içinde bulunduğumuz dönemde Türkiye'nin güçlü olması, kuvvetli olması, bütün kurumlarının yine güçlü olması, saygınlığını koruması elzemdir. Eğer enerjilerimiz boşa giderse, ki geçmişte bunun örnekleri de vardır, herkes de bunu açıkça bilmektedir, stratejik hedeflerimizde sapmalar olursa bunların telafisi mümkün olmaz.

O bakımdan herkesin enerjisini Türkiye'nin güçlü olmasına, Türkiye'nin yücelmesine, bunu yaparken şüphesiz ki bütün kurumlar, herkes Anayasa'da kanunlarda belirtilen kendi sınırları içerisinde, ama aynı zamanda da bir işbirliği içinde olması gerekir. Ben, Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlardan ancak böyle çıkılacağına inanırım, yoksa geçmiş dönemlerde yaşanan bunalımlar herkesin hafızasındadır, kaybeden ülkemiz olur. Buna hiçbirimizin hakkı yoktur. Onun için istikrar, huzur, işbirliği hepimizin herkesin vazifesidir, görevidir ve Türkiye'yi güçlü yapmamız gerekir, kaçan fırsatlar sonra geri gelmiyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu problemleri de görmemezlikten hiç kimse gelmez, bunlar da demokrasinin evrensel ilkeleri, hukukun üstünlüğü ve Anayasamızın rehberliği öncülüğünde çözülmesi gerekir, çözüleceğine de inancım tamdır.

SORU : Siz başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi onaylarken önemli bir gerekçe yayınlamıştınız ve "Kaygılar da giderilmeli." demiştiniz bu gerekçede. "Bu düzenlemeye karşı çıkanların kaygıları da giderilmeli." demiştiniz, ancak bugüne gelindiği zaman Meclis Başkanı'nın da, belki de bu anlamda önemli bir önerisi oldu ve çift kabineli yasama sistemi önerdi. "Türkiye belki de yeniden senato düşünmeli." dedi. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir?
CEVAP : Bunlar tartışılacak. Türkiye açık bir toplumdur, her şey açıkça tartışılıyor.
Yazdır Paylaş Yukarı