Japonya'ya Hareketlerinden Önce Yaptıkları Açıklama

03.06.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Japonya'ya hareketlerinden önce havaalanında basına yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır:
"Değerli basın mensupları,
Bugün resmi bir ziyaret için Japonya'ya hareket ediyorum.
Ziyaretim, Türkiye ile Japonya arasında Devlet Başkanı düzeyinde ilk ziyaret olması nedeniyle tarihi bir nitelik taşımaktadır.
Japonya, 19. yüzyıldan itibaren dostluk ilişkileri yürüttüğümüz bir ülkedir. Günümüzde aynı demokratik ideal ve çağdaş değerleri paylaşıyor ve uluslararası alanda dünya meselelerine benzer yaklaşımlara sahip bulunuyoruz.
Bu durum ilişkilerimizi başta siyasi, ekonomik ve kültürel olmak üzere her alanda geliştirmek ve çeşitlendirmek için gayet müsait bir zemin yaratmaktadır.
Japonya'da bulunduğum süre içinde Majesteleri İmparator Akihito, Başbakan Fukuda, Üst Meclis Başkanı Eda ve Alt Meclis Başkanı Kono ile görüşmelerde bulunacağım. Ayrıca, Türkiye-Japonya Parlamentolararası Dostluk Grubu'nu bir çalışma kahvaltısında kabul edeceğim.
Bu temaslarda ikili düzeydeki işbirliğimizi arttırma olanaklarını ele alarak, güncel bölgesel ve uluslararası konular ve sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulunacağız. Bu bağlamda, ikili ilişkilerimizin daha da ivme kazanmasına önemli katkıda bulunacağına inandığım '2010 Türkiye'de Japonya Yılı'nın organizasyon çalışmaları üzerinde özellikle duracağız. Biliyorsunuz, 2003 Japonya'da 'Türkiye Yılı' olarak ilan edilmiş ve bu çerçevede çeşitli başarılı etkinlikler gerçekleştirilmişti.
Ülkemiz ile Japonya arasında ekonomik işbirliği alanında büyük potansiyel mevcuttur. Üçüncü ülkelerde de işbirliğine gidilmesi için büyük fırsatlar vardır. Türkiye'deki Japon yatırımlarının da artmasını amaçlıyoruz. Ziyaretim sırasında Japon işadamları ile de biraraya gelerek, ülkemizdeki yabancı yatırımcılara sağladığımız imkanlar hakkında birinci elden ayrıntılı bilgi verme imkanı bulacağım. Ayrıca, Tokyo'da düzenlenecek Türk-Japon İş Forumu ile Osaka'da düzenlenecek Türk-Japon Yatırım Forumu'nun açılışlarında birer konuşma yapacağım.
Ziyaretimde bana Devlet Bakanları Sayın Kürşad Tüzmen ve Sayın Mehmet Şimşek, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, işadamları ve basın mensuplarından oluşan bir heyet refakat edecektir.
Ziyaretim çerçevesinde, Kushimoto'daki Ertuğrul Şehitlik Anıtı'nda düzenlenecek anma törenine de iştirak edeceğim. Burada, 1890 yılında batan Ertuğrul Fırkateyni'nde hayatlarını kaybeden ki Tuğamiral Osman Paşa da dahil 581 denizcimiz orada şehit olmuştur. Hayatlarını kaybeden ve ülkelerimiz arasındaki dostluğun temellerinin sağlam olmasında ayrı bir yere sahip olan aziz şehitlerimizi Japon evsahiplerimizin de iştirakiyle anacağız.
Ziyaretimin Türkiye'nin 1999 yılından itibaren sürdürmekte olduğu Doğu Asya ve Pasifik bölgesine açılım politikasında önemli bir dönüm noktası olduğu kanaatindeyim. Doğu'nun da dünyadaki önemli güç odaklarından biri haline gelmesi Türkiye'nin bu bölgeyle ilişkilerini daha da geliştirmesi için bir fırsat oluşturmaktadır. Coğrafi uzaklık ve iş çevreleri arasındaki temas azlığı nedeniyle bugüne kadar Uzakdoğu bölgesi ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz maalesef istenilen düzeye ulaşamamıştır. Ancak, içinde bulunduğumuz 'küreselleşme' ve 'teknolojik gelişme' çağında, coğrafi uzaklık ekonomik ve ticari ilişkilere engel olmaktan da çıkmıştır.
Türkiye ile Uzakdoğu ülkeleri arasında siyasal bir sorun bulunmaması, bu bölge ile ekonomik ve ticari ilişkilerin arttırılması için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Uzakdoğu ülkeleri, Türkiye'yi bölgesinin güçlü ve önemli bir ülkesi olarak görmektedirler. Bu ülkeler bakımından Türkiye Avrupa, Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya bölgeleri ile sürdürdüğü yakın ilişkiler nedeniyle, önemli bir ekonomik işbirliği ve ticaret ortağı olma konumundadır. Türkiye bakımından da Uzakdoğu'nun, 21. yüzyılda kazanmakta olduğu bu ekonomik öneme paralel olarak, siyasi açıdan da uluslararası alanda önemli bir ağırlık merkezi olacağına inanılmaktadır.
Ziyaretimin, esasen sağlam temellere dayanan Türk-Japon ilişkileri ve işbirliğine yeni bir ivme kazandıracağına inanıyorum."
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, iki haftadır yargı ile üst düzeyde temaslarda bulunuyorsunuz. Geçtiğimiz Pazartesi Yargıtayın Sayın başkanıyla, dün de yeni seçilen Danıştay Başkanı ile görüştünüz. Sizin bu görüşmeleriniz, hükümet özellikle, iktidarla yargı arasında gerilimin, tansiyonun düşmesine yol açacak mı? Görüşmelerden edindiğiniz izlenim nedir?
CEVAP: Bu konuyla ilgili yeterli açıklamalar yapıldı kanaatindeyim. Ortada bir gerginlik falan da yok.
SORU: Son bir haftadır Türkiye gündeminde dinleme meselesi var. Siz Cumhurbaşkanı olarak böyle bir kaygı duyuyor musunuz ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki vatandaşların çok büyük bir bölümünün, Emniyet başta olmak üzere çeşitli kamu kurumları tarafından dinlenmesini nasıl buluyorsunuz?
CEVAP: TBMM'de bugün bu gayet açık, şeffaf bir şekilde konuşuluyor, tartışılıyor. Tabii ki kanuni dinlemeler vardır, kanunsuz dinlemeler de suçtur, varsa.
SORU: Efendim AB ile ilgili bir hususu sormak istiyoruz size. Brüksel'den bugün bir haber yansıdı basına. Üç faslın daha kapatıldığı ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin çok ciddi bir şekilde muhalefet ederek, fasılları kapattığı yönünde. Eğitimde bir başlık ve kültürde bir başlık daha kapanmış görüşmelerde. AB ile bu gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?
CEVAP: AB ile ilgili müzakere süreci bildiğiniz gibi zor bir süreçtir, Türkiye kararlıdır, bu müzakere sürecini eninde sonunda başarıyla bitirecektir. Çünkü bu tarihi karar alınırken oy birliğiyle alınmıştır. Ne zaman biter bilmeyiz, ama hedefi de Türkiye'nin tam üyeliktir. Bu bakımdan bazen siyasi, geçici problemler olabilir, ama sonunda bunun başarılacağına inanıyorum.
Teşekkür ederim.
Yazdır Paylaş Yukarı