Avusturya Cumhurbaşkanı Fischer ile Düzenlediği Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

20.05.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,
Avusturya Cumhurbaşkanı Sayın Fischer ve beraberindeki heyeti Türkiye'de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Türkiye ile Avusturya arasındaki ilişkiler köklü bir tarihe dayanmaktadır. İlişkilerimiz her dönemde çok yönlü ve zengin bir etkileşime işaret etmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı Fischer 10 yıl önce Meclis Başkanı olarak Türkiye'yi ziyaret etmişti, bugün Cumhurbaşkanı olarak geliyorlar. Yanlarında değerli bakanlar ve çok sayıda da işadamıyla birlikte geldiler.
Başbaşa ve heyetlerarasında gayet verimli görüşmeler yaptık. İki ülke arasındaki ilişkileri her seviyede geliştirme konusunda tam bir mutabakat içerisinde olduk.
İkili ilişkilerimiz çerçevesinde özellikle ekonomik konuları daha geniş bir şekilde konuştuk.
Ticaretimizi daha çok artırırken, bir taraftan da yatırımlara çok önem vermenin gerekliliğini anlattım ve Türkiye'nin yatırımlar için çok iyi bir imkân olduğunu söyledim.
Avusturya'nın ileri gelen çok sayıda sanayicisinin Sayın Cumhurbaşkanına refakat ediyor olması, Türkiye'nin potansiyellerini tanıtma açısından iyi bir imkân.
Kayseri'de ve İstanbul'da iş konseyi toplantıları yapılacak, bunların da ekonomik ilişkilerimizi daha da geliştireceğine olan inancımı paylaştım.
Enerji konusunu geniş bir şekilde konuştuk ve Nabucco Projesini biraz daha fazla ele aldık.
Nabucco Projesinin gerçekleştirilmesi konusunda Türkiye'nin güçlü bir siyasi iradesi olduğunu bir kez daha ifade ettik.
Siyasi konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Özellikle terörle mücadeledeki işbirliğinin önemini paylaştık. Adalet Bakanlıkları arasındaki istişare toplantısının önemli olduğunu yine karşılıklı vurguladık.
Şüphesiz ki Avrupa Birliği konularını da görüştük ve Türkiye'nin bu konudaki görüşlerini geniş bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanı ve heyetine anlattım.
Müzakere süreci içerisinde Türkiye'nin üstüne düşenleri en iyi şekilde yapacağını ve reformların Türkiye'de güçlü bir şekilde devam edeceğini söyledim.
2005 yılında oybirliğiyle alınan müzakereye başlama kararının önemli olduğunu ve Türkiye'nin bu müzakere sürecini başarıyla yerine getirmedeki azmini anlattım. Bunun tabii ki ne kadar bir süre alacağını hiç birimiz bilmiyoruz. Özellikle büyük ülkeler için bunun süre aldığını da açıkça ifade ettim.
Müzakere sürecini başarıyla bitirmiş bir Türkiye'nin görünümünün, bugünkünden çok daha farklı olacağını, herkesin tahmin etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattım.
Aslında böyle bir Türkiye'nin Avrupa'daki mevcut pastayı daha çok büyüteceğini ve payını ondan alacağını, bugünkünden almayacağını konuştuk.
Avusturya'da 200 bin vatandaşımız olduğunu, bunların Avusturya'ya entegrasyonuna çok önem verdiğimizi anlattım. Ayrıca bunların bir kısmının artık Avusturya vatandaşı olduklarını da unutmamamız gerekiyor. Onların içerisinden çok seçkin bilim adamları, iş adamları, sanatçıların çıktığını görmek de bizi mutlu ediyor; bu da iki ülke arasındaki köprüyü güçlendiren ayrı bir gerçek.
Bu ziyaret kesinlikle Türkiye ile Avusturya arasındaki ilişkileri daha ileri bir düzeye getirecektir. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı ve heyetine bir kez daha Türkiye'ye hoş geldiniz diyorum ve Türkiye'de güzel vakit geçirmelerini temenni ediyorum.
SORU - Şu anda Türkiye'nin Avrupa Birliğiyle ilgili olarak Avusturya'daki kamuoyu yoklamasına baktığınız zaman yüzde 5 oranında bir desteğin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu anlamda ikili ilişkiler çerçevesinde acaba neler yapmayı düşünüyorsunuz veya Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyeliğine desteğin daha da artması için ne gibi gelişmelerin sağlanması gerekiyor?

CEVAP - Müzakere sürecinin önemli taraflarından birisi de şu: Bu süre içerisinde Avrupa'daki, Avrupa ülkelerindeki, üye ülkelerdeki halkların hazırlanması ve sivil ayağın iyi bir şekilde çalışması. Bu şu demek oluyor: Avusturya'yı, özellikle ele aldığımızda Türkiye'nin üyeliği söz konusu olduğunda oradaki insanların zarar görmeyeceğini, tam tersine bunun onların da faydasına olacağını, iyi anlatabilmemiz gerekir. O açıdan bugün çok güçlü bir şekilde Türkiye'ye gelen Avusturya işadamlarını bir fırsat olarak görüyorum. Aramızdaki büyük ekonomik işbirliğinden, yatırımlardan Avusturya halkı da muhakkak faydalanacaktır.
Herkes şöyle düşünüyor: Türkiye üye olursa, şu anda ortada bir kek var, pasta var, bundan pay alacak, dolayısıyla bizim payımız azalacak. Bunun böyle olmadığını göstermemiz lazım. Türkiye Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisi. Türkiye'deki yatırımlar, fırsatlar çok büyük. Bütün bunların neticesi Avusturya halkına da yansıyacaktır.
Enerji konusunda yapılacak işbirliği Avusturya halkının çıkarına olmayacak mıdır? Enerji konusunda Avrupa'nın güvenliğini sağlayacak olan ülkelerden birisi Türkiye'dir, çünkü Türkiye doğudan, Kafkaslardan, Orta Asya'dan, güneyden gelen enerji koridorlarının üstünde ve buradan Avrupa'ya sevk etmektedir. Bütün bunlar Avrupa'nın ve dolayısıyla Avusturya'nın geleceği için önemli değil mi? Bunları iyi bir şekilde anlatmak gerekir. Burada tabii size de görev düşüyor, bize de görev düşüyor.
Bir de şunu hatırlatmak istiyorum: Genişlemeden en çok yararlanan ülke Avusturya oldu, dolayısıyla Avusturyalılar oldu. Dolayısıyla onların yeni bir genişleme söz konusu olduğunda daha objektif ve daha düşünerek bakmaları da gerekir diye düşünüyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı