İKÖ Zirvesi nedeniyle Dakar'a Hareketlerinden Önce Havaalanında Basına Yaptıkları Açıklama

12.03.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın İKÖ Zirvesi nedeniyle Dakar'a hareketlerinden önce havaalanında basına yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır:

"Değerli Basın Mensupları,
İslâm Konferansı Örgütü'nün Dakar'da düzenlenecek 11. Zirve Konferansı'na katılmak üzere Senegal'e gidiyorum.
Biliyorsunuz, Türkiye, toplam nüfusları bir milyara ulaşan, 57 üyeli ve dünya siyasetinde giderek artan bir ağırlığa sahip olan İKÖ'nün etkin ve önemli üyelerinden birisidir.
Genel Sekreterliğini ülkemizden Prof. Dr. Sayın İhsanoğlu'nun yürütmekte olduğu İslâm Konferansı Örgütü'yle ilişkilerimiz mükemmel bir düzeydedir.
11. Zirve Konferansı, uluslararası toplumun çok taraflı sorunlara çözüm aramakta olduğu ve ortak çabaların giderek önem kazandığı bir dönemde gerçekleşmektedir.
Bu Zirve sırasında da başta Filistin'deki durum, Irak, Kıbrıs, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, Jammu ve Keşmir, Afganistan, terörizm, İslâmofobi gibi siyasî meselelerin yanı sıra, İslâm ülkelerinin ekonomik kalkınmaları ile Örgüt'ün yeniden canlandırılması ve reformu gibi çeşitli güncel konular ele alınacaktır.
Türkiye'nin bu konulardaki görüşlerini Zirve'de yansıtacağız.
Senegal Cumhurbaşkanı'nın Dönem Başkanlı'ğındaki bu yılki Zirve Divanı'nda, Mısır ve Filistin Devlet Başkanları ile birlikte yer alacağım.
Zirve sırasında ayrıca, İslâm Konferansı Örgütü Ticarî ve Ekonomik İşbirliği Daimi Komitesi "İSEDAK" Başkanı sıfatıyla, İSEDAK'ın faaliyetleri hakkında da bilgi vereceğim.
İKÖ Zirvesi vesilesiyle, çok sayıda Devlet ve Hükûmet Başkanıyla ikili görüşmelerde ve bölgesel konularda istişarelerde bulunma imkânına da sahip olacağım.
Zirve'nin Afrika kıtasında yapılacak olmasına ayrıca önem veriyoruz.
Bu münasebetle, Afrika ülkelerinin liderlerini Ağustos ayının ikinci yarısında İstanbul'da düzenlenecek "Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi"ne davetimi de teyit edeceğim.
Temaslarımda İKÖ 57 ülke liderlerinden bir kez daha Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığımız ile İzmir'in EXPO 2015 adaylığına destek isteyeceğim. Özellikle 31 Mart'ta EXPO 2015 ile ilgili karar alınacağı için bu iyi bir fırsat olacak.
Esasen, Dışişleri Bakanı Sayın Babacan ve ilgili kuruluşlarımızın temsilcileri de, hâlen Dakar'da, Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi öncesinde düzenlenen Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılmaktadırlar ve Zirve'nin hazırlığını yapmaktadırlar. Ümit ediyorum ki bu Zirve hem İslâm dünyası için hem bütün insanlık için faydalı olacaktır.
Teşekkür ederim."
SORU : Çankaya Köşkü'nde dün DTP'lilerle bir görüşme yaptınız. Bu görüşmede hangi mesajlar karşılıklı olarak alınıp verildi? Bir de "Barışçı yollardan bir çözüm istiyorum." şeklinde bir ifadeniz basına yansıdı. Bu çerçevede yorumunuz nedir?
CEVAP : Bildiğiniz gibi TBMM'de grubu olan partilerden birisidir. Ben bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, herkesin Cumhurbaşkanıyım. Dolayısıyla Meclis'te grubu olan bir parti benimle görüşme talebinde bulununca tabiî ki kabul ettim. Dinledim kendilerini. Ben de kendilerine bazı tavsiyelerde bulundum, görüşlerimi söyledim.
SORU : Kürt sorununun çözümü konusunda karşılıklı bir şey plânlandı mı, yani bu konuda çözümü kolaylaştıracak anlamda bir tavsiyeniz oldu mu onlara?
CEVAP : Değerli arkadaşlar, kiminin Kürt, kiminin terör, kiminin Güneydoğu sorunu dediği bu sorun, Türkiye'nin sorunudur. Bu bir partinin, bir grubun meselesi değildir. TBMM'deki partiler de bütün Türkiye'yi temsil ederler, yani bir milletvekili sadece seçildiği yeri değil her tarafı temsil eder. Dolayısıyla bu meselenin, bu tip konuların sadece bir muhatabı varmış gibi algılamamak gerekir. Ama tabiî ki siyasî partilerin Türkiye'nin problemleriyle ilgili görüşleri vardır. Bu problemlerle, bu meselelerle ilgili de DTP'nin çeşitli fikirlerini, çeşitli görüşlerini dinledim. Dediğim gibi ben de kendilerine görüşlerimi aktardım, tavsiyelerde bulundum. Başta tabiî ki siyasî partiler, siyasetçiler olmak üzere herkesin Türkiye'nin sorunlarını çözmeye yardımcı olması gerekir. Herkes için söylüyorum. Hiçkimse problemleri daha çok problemli hâle getirmek için değil, tam tersine, herkes tabiri caizse prodüktif olmalı, kontrprodüktif olmamalı meselelere. Bunu ben sadece bir parti için değil, siyasette bulunan herkes için söylüyorum. O açıdan ben tabiî ki TBMM'de temsil edilen bir partiyle, milletvekilleriyle benden talep söz konusu olursa, düşünürüm, fayda görürsem tabiî ki görüşürüm. Bu çerçeve içerisinde görüştüm.
SORU : Danıştay dün bir karar aldı. Bu karar yeni bir tartışmaya yol açacak gibi görünüyor. Bundan sonra ne olacak? Bu konuda sizin yorumunuz ne olacak?
CEVAP : Bu konularda doğrusu konuşmak istemem. Bu konular, hukukî süreçler, siyasî süreçler. Bunlarla ilgili zaten yeteri kadar konuşan var.
SORU : Son dönemlerde Genelkurmay ile muhalefet arasında bir tartışma var. Bu tartışmadan yola çıkarak, bu tartışmaların TSK'yı yıprattığı, terörle mücadeleyi bir anlamda zorlaştırdığı ifade ediliyor. Siz bu görüşlere katılıyor musunuz?
CEVAP : Bu konuları çok fazla açıkçası artık deşmenin, bu konuları bu kadar tartışma konusu yapıp, gündemde tutmanın faydası olmadığı kanaatindeyim. Bugün herkesin beraberlik içinde, birlik içerisinde, birbirine güven içerisinde hareket etmesi gereken bir ortamı yaşıyoruz. Problemlerin çözümüne hepimizin her taraftan yardımcı olmamız gerekir. Terörle amansız bir mücadele içerisindeyiz. Bu bugünün meselesi de değil. Bazı konular var ki, bu konularda hepimizin daha bütünleştirici, daha siyaset üstü davranmamız gerektiği kanaatindeyim.
SORU : Yüksek Yargı'dan önemli bir isim 27 Mayıs askerî müdahalesinin bir devrim olduğu yorumunu yaptı. Son günlerde bildiğiniz önemli tartışmalar da var. Yargı'nın bu konudaki yorumlarıyla ilgili görüşünüz nedir?
CEVAP : Tabiî ki bu konularla ilgili benim de görüşlerim var, ama açıkçası bu tartışmaların bir parçası olmam doğru değildir. Bu bakımdan açık toplum Türkiye, tartışılıyor, ben de dikkatle takip ediyorum.
SORU : Bu ziyaretinizde İran Cumhurbaşkanı'yla bir görüşmeniz olacak mı? Kendisini Türkiye'ye davetiniz söz konusu mu?
CEVAP : Mümkün olduğu kadar çok sayıda liderle görüşmeye çalışacağım. Demin de söylediğim gibi bunun iki önemli sebebi var; birisi Güvenlik Konseyi'ne olan adaylığımız, diğeri de yaklaşan, hemen 20 gün sonra alınacak EXPO kararıyla ilgili desteklerini temin etmek. Bunu iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında tabiî ki bazı önemli konular var. Bunları tartışma fırsatını bulacağım, ikili meselelerimiz var. Bazı randevular tespit edilmiş vaziyette, bazıları tespit edilmemiş vaziyette. Bu tip toplantılarda genellikle orada tespit ediliyor karşılıklı duruma göre. Şu anda kesin bir şey söyleyemiyorum. Ama fırsat olursa tabiî ki görüşeceğim.
Yazdır Paylaş Yukarı