Irak Cumhurbaşkanı ile Yapılan Görüşmelerin Ardından Düzenlenen Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama
07.03.2008
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Irak Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır:
"Değerli Basın Mensupları,
Komşu ve dost ülke Irak'ın Cumhurbaşkanı Sayın Celal Talabani'ye, beraberindeki seçkin Bakanlara ve heyet üyelerine tekrar hoş geldiniz diyorum.
Türk-Irak ilişkileri müstesna ilişkilerdir.
Komşuluğun ötesinde, tarihten gelen ortak yanlarımız çoktur.
Irak halkıyla akrabalık, kardeşlik ilişkilerimiz vardır.
Sayın Cumhurbaşkanı Talabani ile gerek baş başa, gerek heyetler hâlinde, kapsamlı, samimî ve önemli görüşmeler yaptık.
Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, bu görüşmelerde Sayın Cumhurbaşkanı ile gerek Türk-Irak ilişkilerinde, gerekse bölgemizin geleceği için ortak bir vizyona sahip olduğumuzu gördüm.
Bu vizyon çerçevesinde, önümüzdeki dönemde Bakanlarımız karşılıklı ziyaretler gerçekleştirerek ele alınan konuları takip edeceklerdir.
Komşumuz Irak son yıllarda büyük zorluklar ve sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır.
Ülkenin yeniden kurulma süreci içinde büyük terör olayları yaşanmıştır.
Çok sayıda masum insan hayatından olmuştur.
Türk halkı da, Irak'ın bütün acılarını paylaşmıştır.
Bu vesileyle, dün Bağdat'ta meydana gelen iki ayrı terör saldırısında hayatını kaybedenlere de Allah'tan rahmet, tüm Irak halkına başsağlığı diliyorum.
Türkiye başından beri Irak'ın; toprak bütünlüğüne, siyasî birliğine, egemenliğine, refah ve güvenliğine özen gösteren ülkelerin en önünde yer almıştır.
Ben Başbakanlığım ve Dışişleri Bakanlığım sırasında da bu konudaki diplomatik, siyasî ve insanî girişimleri Türkiye adına, Türk hükûmeti adına yürüttüm.
Bizim vizyonumuz, ulusal uzlaşısını tamamlamış, komşularıyla barışık ve müreffeh bir Irak görmektir.
Bu vizyonun hayata geçmesinde Türk-Irak işbirliğine çok önem veriyoruz.
İnanıyorum ki, Türkiye ile Irak arasındaki büyük potansiyel harekete geçirildiğinde örnek bir komşuluk ilişkisi ortaya çıkacaktır.
Bu, tüm bölgemizdeki istikrar ve ekonomik işbirliğine de katkı yapacaktır.
Sayın Basın Mensupları,
Terör acısını en iyi Irak halkı bilmektedir.
Dolayısıyla, bizim terörle mücadelemizi en iyi onların anladıklarını düşünüyorum. Ve bunu müşterek bir bela olarak görüyorum. Bu ziyaret bu bakımdan da önemli olmuştur ve Türk ve Irak halkları için kalıcı sonuçlar getireceğine inanıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve değerli arkadaşlarını Türkiye'de görmekten duyduğum büyük memnuniyeti bir kez daha ifade ediyorum."
SORU : Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, PKK ile ilgili çözüm konusunda demokratik çözümler söz konusudur. Acaba bu çözümler nelerdir, bu çabalar nelerdir sizden öğrenebilir miyiz?
YANIT : Bu konuda açıkça şunu söylemek isterim. Hiçbir ülke kendi toprakları üzerinde veyahut da komşusunda silâhla gezen, kanunsuz bir şekilde silâh taşıyan ve teröre yeltenen, terör yapan bir örgüte müsamaha etmez. O bakımdan her şeyden önce kanunsuz bir şekilde silâh taşıyan ve terör işleyen herkesin bunu bırakması gerekir. Türk demokrasisi Avrupa seviyesinde bir demokrasidir. Herkes görüşünü, fikrini açıkça söyler, konuşur, bunları ifade eder, bunlar ayrı şeylerdir. Onun için şunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum, kimin elinde silâh varsa, kim terör peşindeyse hiçbir devlet buna göz yummayacağı gibi, Türk devleti de buna göz yummaz.
"Değerli Basın Mensupları,
Komşu ve dost ülke Irak'ın Cumhurbaşkanı Sayın Celal Talabani'ye, beraberindeki seçkin Bakanlara ve heyet üyelerine tekrar hoş geldiniz diyorum.
Türk-Irak ilişkileri müstesna ilişkilerdir.
Komşuluğun ötesinde, tarihten gelen ortak yanlarımız çoktur.
Irak halkıyla akrabalık, kardeşlik ilişkilerimiz vardır.
Sayın Cumhurbaşkanı Talabani ile gerek baş başa, gerek heyetler hâlinde, kapsamlı, samimî ve önemli görüşmeler yaptık.
Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, bu görüşmelerde Sayın Cumhurbaşkanı ile gerek Türk-Irak ilişkilerinde, gerekse bölgemizin geleceği için ortak bir vizyona sahip olduğumuzu gördüm.
Bu vizyon çerçevesinde, önümüzdeki dönemde Bakanlarımız karşılıklı ziyaretler gerçekleştirerek ele alınan konuları takip edeceklerdir.
Komşumuz Irak son yıllarda büyük zorluklar ve sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır.
Ülkenin yeniden kurulma süreci içinde büyük terör olayları yaşanmıştır.
Çok sayıda masum insan hayatından olmuştur.
Türk halkı da, Irak'ın bütün acılarını paylaşmıştır.
Bu vesileyle, dün Bağdat'ta meydana gelen iki ayrı terör saldırısında hayatını kaybedenlere de Allah'tan rahmet, tüm Irak halkına başsağlığı diliyorum.
Türkiye başından beri Irak'ın; toprak bütünlüğüne, siyasî birliğine, egemenliğine, refah ve güvenliğine özen gösteren ülkelerin en önünde yer almıştır.
Ben Başbakanlığım ve Dışişleri Bakanlığım sırasında da bu konudaki diplomatik, siyasî ve insanî girişimleri Türkiye adına, Türk hükûmeti adına yürüttüm.
Bizim vizyonumuz, ulusal uzlaşısını tamamlamış, komşularıyla barışık ve müreffeh bir Irak görmektir.
Bu vizyonun hayata geçmesinde Türk-Irak işbirliğine çok önem veriyoruz.
İnanıyorum ki, Türkiye ile Irak arasındaki büyük potansiyel harekete geçirildiğinde örnek bir komşuluk ilişkisi ortaya çıkacaktır.
Bu, tüm bölgemizdeki istikrar ve ekonomik işbirliğine de katkı yapacaktır.
Sayın Basın Mensupları,
Terör acısını en iyi Irak halkı bilmektedir.
Dolayısıyla, bizim terörle mücadelemizi en iyi onların anladıklarını düşünüyorum. Ve bunu müşterek bir bela olarak görüyorum. Bu ziyaret bu bakımdan da önemli olmuştur ve Türk ve Irak halkları için kalıcı sonuçlar getireceğine inanıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve değerli arkadaşlarını Türkiye'de görmekten duyduğum büyük memnuniyeti bir kez daha ifade ediyorum."
SORU : Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, PKK ile ilgili çözüm konusunda demokratik çözümler söz konusudur. Acaba bu çözümler nelerdir, bu çabalar nelerdir sizden öğrenebilir miyiz?
YANIT : Bu konuda açıkça şunu söylemek isterim. Hiçbir ülke kendi toprakları üzerinde veyahut da komşusunda silâhla gezen, kanunsuz bir şekilde silâh taşıyan ve teröre yeltenen, terör yapan bir örgüte müsamaha etmez. O bakımdan her şeyden önce kanunsuz bir şekilde silâh taşıyan ve terör işleyen herkesin bunu bırakması gerekir. Türk demokrasisi Avrupa seviyesinde bir demokrasidir. Herkes görüşünü, fikrini açıkça söyler, konuşur, bunları ifade eder, bunlar ayrı şeylerdir. Onun için şunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum, kimin elinde silâh varsa, kim terör peşindeyse hiçbir devlet buna göz yummayacağı gibi, Türk devleti de buna göz yummaz.
