Laiklik İlkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na Girişinin 71. Yıl Dönümü

05.02.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın, laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na girişinin 71. yıldönümü dolayısıyla yayınlanmasını istedikleri mesajları aşağıda sunulmaktadır:
"Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk'ün çağdaşlaşma projesinin en önemli unsurlarından birini oluşturan laiklik ilkesi, 5 Şubat 1937 tarihinde Anayasaya girmiş, sonraki anayasalarımızda da Cumhuriyetin değiştirilemez niteliklerinden birisi olarak yerini almıştır.
Laikliğin birbiriyle bağlantılı iki temel unsuru vardır: Bunlardan birincisi, Devlet ve din işlerinin birbirinden ayrılması, diğeri de bireylerin inanç ya da inançsızlıklarını hiçbir baskı altında kalmadan yaşamalarıdır.
Anayasamızın 2 nci ve 24 üncü maddeleri laiklik ilkesinin bu iki boyutunu düzenlemektedir. Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğunu belirten 2 nci maddenin gerekçesinde ifade edildiği gibi laiklik, "her ferdin istediği inanca, mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve dinî inançlarından dolayı diğer vatandaşlardan farklı bir muameleye tâbi kılınmaması anlamına gelir." Anayasanın 24 üncü maddesi de bir yandan din ve vicdan özgürlüğünü güvenceye alırken, diğer yandan da Devletin temel düzeninin din kurallarına dayandırılamayacağını ve hiçbir nedenle dinin istismar edilemeyeceğini vurgulamaktadır.
Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden olan laiklik, millî egemenlik ve çoğulculuk kavramları üzerinden diğer bir nitelik olan demokrasiyle buluşmaktadır. Birinci Meclisimizin hazırladığı 1921 Teşkilat-ı Esasî'si ile başlayıp bugüne kadar devam eden "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" hükmü demokratik laik Cumhuriyetin en önemli şiarı olmuştur.
Diğer yandan, laik siyasal düzende devletin tüm dinler, inanç grupları veya herhangi bir inanca sahip olmayanlar karşısında eşit mesafede durması, aynı zamanda çoğulcu demokratik rejimlerin de temel prensiplerinden biridir.
Türkiye, son yıllarda gerçekleştirdiği kapsamlı siyasî, ekonomik ve kültürel reformlarla, çağdaş uygarlığın en yüksek düzeyini temsil eden AB normlarını benimsemiş ve hayata geçirmiş bulunmaktadır.
Bu süreç, Büyük Atatürk'ün işaret ettiği çağdaş uygarlık hedefine ulaşma yönünde büyük önem taşımaktadır. Böylece, derinleşen ve sağlamlaşan Türk demokrasisi, laiklik ilkesi ve uygulamalarının da en güçlü teminatıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na girişinin 71. yıldönümünde laikliğin varlığı ve hayati bir ilke olarak devamı konusunda Cumhuriyetimizin yüksek kararlılığını ve iradesini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde bir kez daha komuoyuna ifade etmek isterim."
Yazdır Paylaş Yukarı