İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Shimon Peres ile Görüşmelerinden Sonra Basına Yaptıkları Açıklama

12.11.2007
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Basının Değerli Temsilcileri,
İsrail Devlet Başkanı Sayın Shimon Peres'le baş başa ve heyetlerimizin katılımıyla yararlı, kapsamlı ve verimli görüşmelerde bulunduk.
Devlet Başkanı Peres'in bu ziyaretinin halklarımız arasındaki tarihî dostluk ve dayanışmadan güç alan Türkiye-İsrail ilişkilerinin daha da geliştirilmesine önemli katkı sağlayacağına eminim.
Görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi ele aldık. Ülkelerimiz arasında her alanda giderek artan işbirliğinden duyduğumuz memnuniyeti ifade ettik, işbirliğimizi her alanda ilerletmeye yönelik somut projeleri hayata geçirme konusunda mutabık kaldık. Bu mutabakatımızı Ortak Açıklama'yla kayda geçirdik. Açıklama metni sizlere dağıtılacaktır.
İsrail Devlet Başkanı Sayın Peres'in ziyareti bölgemizde çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir döneme de rastlamaktadır.
Sayın Peres'le İsrail-Filistin ihtilâfındaki durumu ve bu çerçevede önümüzdeki günlerde düzenlenecek uluslararası toplantıya ilişkin gelişmeleri de ele aldık.
Annapolis toplantısının somut sonuçlar içermesini ve kapsamlı müzakerelere giden yolu açmasını beklediğimizi ifade ettim.
Diğer yandan, iki devletli çözüm temelinde tesis edilecek barışa giden yolda güven bunalımına ve yeni sorunlara yol açabilecek tek taraflı tasarruflardan kaçınılmasının önemini vurguladım.
Komşu iki bölge ülkesi olarak bölgedeki gerginliklerin azaltılmasının, Ortadoğu'da hakça, kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşılmasının bölgemizin istikrarı açısından hayatî önem taşıdığı üzerinde görüş birliğine vardık. Ayrıca, ülkelerimizin bölgemizdeki sorunların çözümüne yapıcı katkı sağlamak amacıyla çabalarını eşgüdüm içinde sürdürmeleri üzerinde de mutabakata vardık.
Bu bağlamda, Türkiye'nin öncülüğünde İsrail ve Filistin'den işadamlarının katılımıyla 2005 yılında Dışişleri Bakanı olarak bölgeye yaptığım bir ziyaret sırasında başlattığımız Ankara Forumu ve Forum'un yürüttüğü Barış İçin Sanayi Bölgeleri Projelerini de görüştük.
Bildiğiniz üzere, benim ve Sayın Peres'in yanı sıra, Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmoud Abbas'ın da katılımıyla yarın Ankara Forumu'nun yedinci toplantısı düzenlenecektir. Bu toplantıda, İsrail ve Filistin arasındaki ilişkilere ve bölge istikrarına olumlu yönde katkı sağlayacak önemli kararlar alınacağına inanıyorum.
Dost ülke İsrail'in Sayın Devlet Başkanı Shimon Peres'i ve beraberindeki heyeti ülkemizde görmekten duyduğum mutluluğu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Sayın Peres'in ziyaretinin ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine ve bölgede barış ve istikrarın kurulmasına katkıda bulunacağına olan inancımı yineliyor, hepinizi içtenlikle selamlıyorum.


Soru : Her iki Cumhurbaşkanı'da. Annapolis toplantısından konuşmalarında, başta Suriye ve bazı anahtar Arap ülkelerinin katılmadığı bir toplantının somut sonuç verebileceğini düşünüyorlar mı? Bir de Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Peres'in gelişinden önce verdiğiniz bir mülâkatta İsrail'in Türk hava sahasını ihlâl eden uçaklarla ilgili verdiği izahatı sizi tatmin ettiğini söylemiştiniz, siz ya da muhattabınız bu izahatın Türk kamuoyuyla da paylaşabilir mi?
Sayın Cumhurbaşkanımız : Öncelikle Annapolis toplantısına kimlerin katılacağı tam kesinlik kazanmadı henüz. Yalnız biz Türkiye olarak Annapolis toplantısının başarılı olmasını istiyoruz, bunun için katkısı olacak herkesin katılmasını istediğimiz gibi bu işe taraf olanların da katılmasının çok doğru olduğu kanaatindeyiz. Bu görüşlerimizi gerek Suriye ve gerekse Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle de paylaştık. Ümit ediyorum ki bu toplantı iyi katılımlı bir toplantı olur, bütün konuların ele alındığı bir toplantı olur. Çünkü Filistin-İsrail meselesi sadece iki ülkeyi ilgilendiren bir konu değildir açıkçası. Her ne kadar iki ülkeyi ilgilendiren bir konu ve kararları onlar verecekse de, buradaki olayın kronikleşmesi bütün dünyadaki diğer olumsuzluklara da etki etmektedir. O bakımdan bu meselenin çözümü için herkes elinden geleni yapmalıdır ve meseleler orada gayet açık şekilde ele alınmalıdır. Bu açıdan bu promlemlerde taraf olduğu için Suriye'nin de katılımının önemli olduğuna inanıyoruz. Suriye'nin konularının da orada konuşulabilmesi gerektiğini inanıyoruz. Bunları Amerikalı dostlarımızla da konuştuk, Demin bahsettiğim ülkelerle de konuştuk ve bu görüşlerimizin doğru olduğu kanaatindeyim. İkinci konu için, biliyorsunuz Sayın Başbakanlar Londra'da biraraya geldiklerinde, bu konuyu konuştular. Ve İsrail Başbakanı Türkiye'den özür diledi ve bunun yanlışlıkla olduğunu söyledi. Açıklıkla bunlar ifade edildiği için, iki Başbakan tarafından detayları zaten konuşulduğu için kapandığı kanaatindeyim.
Soru: İki sorum olacak. Birinci soru birkaç hafta önce buraya Suriye Devlet Başkanı bir ziyarette bulundu. Acaba bu görüşmeleriniz sırasında bu konuları ele aldınız mı? Türkiye'nin İsrail ile Suriye arasındaki müzakerelere katkıda bulunması konusunda konuşulmuş konular var mı? Bu konudaki görüşlerinizi almak istiyorum. İkinci sorum da; İran bir komşu ülke. Acaba Türkiye İran'ın nükleer gücünden çekinmiyor, korkmuyor mu. Bu konuda İran'ın müzakerelere sevkedilmesi konusunda ne yapılması gerekir?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Sizin de söylediğiniz gibi bir sürece önce Suriye Devlet Başkanı Sayın Esad Türkiye'deydi. Kendisiyle sadece ikili ilişkilerimizi değil, bölge ilişkilerini ve bölge meselelerini de konuştuk. Nasıl Sayın Peres'le Ortadoğu meselelerini, Filistin, İsrail, Suriye, barış süreci bütün bunları detaylı bir şekilde konuştuysak, kendisiyle de bütün bunları detaylı bir şekilde konuşma imkanımız oldu. Sayın Esad da, Türkiye'nin bu konudaki gayretlerinden memnundu. Türkiye'nin barışa katkı yapabileceğini görmektedir. Bu konuda bizi o da çok teşvik etmiştir. Ben kendisinin de bölgede kalıcı barışı arzu ettiği inancındayım. Bunu kendisiyle de görüştük. Tabii görüşmelerimiz devam edecek. Ümit ederim ki onlar da Annapolis'teki toplantıya davet edilirler, katılırlar ve orada kendileri açısından, kendileri için önemli olan konuları konuşma, dile getirme fırsatını bulurlar. Nükleer konuyla ilgili şunu söylemek istiyorum, biz bölgemizdeki bütün nükleer kitle imha silâhlarına karşıyız. Komşumuzda da böyle bir şey olmasını arzu etmeyiz. Biz herkesin barışçı amaçlarla nükleer araştırmalar yapma hakkı olduğuna inanıyoruz. Ama kitlesel imha silâhlarına dönüşmesine de karşıyız. Bu konudaki fikirlerimizi de herkesle açık açık konuşmuşuzdur. İran'la temaslarımızda da bu görüşlerimizi kendileriyle de açıkça zaten konuşuyoruz.
Soru: İlk soru kaçırılan askerlerle ilgili acaba bu konuda ne gibi görüşmeler yaptınız? İkinci soru güney komşunuz Suriye'de nükleer silâhlar olması ihtimali Türkiye'yi rahatsız etmiyor mu? Barışa dönük tek taraflı atılan adımları acaba nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve Sayın Perez'den Amerikan Kongresi'nde alınması öngörülen Ermeni tasarasıyla ilgili herhangi bir talebiniz oldu mu?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Herkesin bildiği gibi Suriye ve İran Türkiye'nin komşusudur. Biz bütün komşularımızla iyi ilşikiye çok önem veriyoruz. Bölgede yakın ve uzak komşularımızla, herkesle iyi ilişki içerisinde olmaya çalışıyoruz. Demin de söylediğim gibi biz bölgemizde komşularımızda nükleer çalışmaların ancak barışcıl amaçlarla kullanılabilceğini, ama kitle imha silâhları şekline çevrilecek nükleer çalışmaların hepsine karşı olduğumuzu, bunları açıkça ifade ettim. Bir kez daha ifade ediyorum. Bölgemizde kitle imha silahı görmek istemiyoruz. Kaçırılan askerler aynı zamanda insanî bir meseledir. Bu açıdan, hatırlarsanız Dışişleri Bakanlığım sırasında da yakından ilgilenmiştim, bu konuyla. Bu da görüşmelerimizde tekrar gündeme geldi Türkiye olarak biz bu konun da iyi bir şekilde neticelenmesi için çalışmalar yapacağız.
Yazdır Paylaş Yukarı